İslamiyetin Yayılışı – Peygamber Efendimiz Dönemi ve 4 Halife Dönemi

İslamiyetin yayılışı Hz. Peygamber zamanında başlamış ve dört halife ile devam etmiştir. Bu çaba ve gayret o mübarek zatların en büyük gayeleri olmuştur.

İslam dini insanların hem dünyasına hem ahiretine rahmet olarak geldiğinden İslamiyetin yayılışı ve bu rahmet ve güzelliklerden herkesin istifade etmesi için Müslümanlar gayretle çalışmışlardır.

Peygamberimiz Döneminde İslamiyetin Yayılışı

Taif Yolculuğu

Peygamberimizin amcası ve kıymetli eşinin vefatı sonrasında Peygamber Efendimiz (s.a.v) ‘e yapılan baskılar ve zulümler ziyadeleşmişti.

Hz. Peygamber (sav) hem bu nedenle hem de Mekke’nin dışına İslamiyet’in yayılışı için evlatlığı olan Zeyd (r.a)’ı yanına almış ve 620 tarihinde taife doğru çıkmıştır.

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Taif’te halkın ileri gelenleri ile görüşerek onları İslam’a davet etmiştir. Lakin orada gördüğü muamele Mekke’dekinden çok farkı yoktu.

Burada on gün kalan Efendimiz (s.a.v)’e ayrılırken Taif halkının köleleri 2.5 km kadar yol boyunca maalesef taş atıp eziyet etmişlerdir.

Hicret

Hicret Kelime manası olarak bir yerden başla bir yere göç etmektir.  Hicret’in ana nedeni Mekkeli müşriklerin artan baskı ve eziyetleri olarak görülse de başka bir noktası ise İslamiyet’in yayılışı diyebiliriz.

Mekke’de hem artan baskı ve eziyetlerden dolayı hem Mekke de İslam dinin yaymak mümkün halde olmayışından dolayı 610 tarihinde Medine’ye Hicret edilmiştir.

Bedir Savaşı

Bedir savaşı Müslümanlar açısından oldukça önemlidir. Zira bu savaş ile İslam oldukça güçlenmiştir. Bu savaşın nedeni Müslümanları hicrete zorlayan müşriklerin geride bırakılan mallarının Müşrikler tarafından yağmalanmasıdır.

Müşrikler için ise, Müslümanları ortadan kaldırmak ve eski düzene dönmek isi yani başka bir ifade ile İslamiyet’in yayılışı önüne geçmek idi.

Bu savaş Müslümanlar bakımından oldukça önemli olup 300 kadar olan Müslüman ordusunun yaklaşık 1000 kişilik Müşrik ordusuna karşı kazandığı zafer ile bugün iman ettiğimiz İslam dini bugünlere gelmiştir.

Bu büyük zaferle Medine’de Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in nüfusunu son derece güçlendirmiştir.

Uhud Savaşı

Kureyşli müşrikler hem Bedir Savaşının intikamını almak hem kaybettikleri itibarlarını yeniden kazanmak için savaşmaya karar verdiler.

27 Mart 625 tarihinde Mekkeli Ebu Süfyan tarafından toplanan Ordu ile Müslümanlar arasında Uhud Dağı’nın eteklerinde yapılmış bir savaştır.

Mekkeliler bu savaş ile hem itibarlarını kazanmak ve Müslümanları yenerek İslam’ı durdurmayı hedeflediler lakin  emellerini gerçekleştiremediler ve Mekkeliler Müslümanları yok etmeye güçlerinin yetmeyeceğini anlamış oldular.

Hendek Savaşı

23 Şubat 627 tarihinde yapılan bu savaş Mekkeli müşrikler ve Müslümanlar arasında yapılan son savaş olup Müslümanların hendek kazarak savunma savaşı yapmasından dolayı bu ad verilmiştir.

Bu savaş Müslümanların zaferiyle sonuçlanmıştı. Bu savaşın akabinde 628 yılında Mekkelilerle Müslümanlar için ayrıcalıkların kazanılması olarak görünen Hubeydiye Barış Antlaşması imzalanmıştır.

Hayber Fethi

Yahudilerin çokça yaşadığı yer olan Hayber şehri Müslümanlar için bir tehdit olamaya başlamıştı. Yahudiler her fırsatta Mekke’li Müşrikleri destekliyor ve Müslümanlara saldırmalarını sağlıyorlardı.

Bununla beraber İslam dinini ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i aşağılıyor ve küçük düşürücü laflar ediyorlardı. Bütün bunlar bu savaşın temelini oluşturmuştu.

Müslümanların ilk saldırı savaşı Müslümanlar İslamiyet’in yayılışı ile birlikte Şam ticaret yolunun kontrolü ve güvenliğini sağlamış ve yahudi sorununu çözmüş oldu.

Hayber Müslümanların fethettiği ilk yer olup böylece İslam Devleti fetih politikası başlamış oldu.

Hudeybiye Barış Antlaşması

Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve Ashabı ile beraber Kâbe’yi ziyaret etmek istemesi ile Mekke’ye gitmek istemeleri bunun Müşrikler tarafından engellenmesi neticesinde 628 tarihinde yapılan bir antlaşmadır.

Bu anlaşma görünüşte Müslümanların aleyhine gözükse de hakikatte İslamiyet’in yayılışı noktasında çok olumlu etkileri olmuştur.

Mute Savaşı

Müslümanlar ile Bizanslılar arasında Suriye ile Kudüs arasında kalan Mute denilen yerde 629 tarihinde yapılmıştır.

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v), İslam’ı her yere yaymak için 4 bir tarafa mektup yazarak elçiler göndermiş kabilelerden devletlere kadar her topluluğu İslam’a davet etmiştir.

Bu elçilerden biri de Haris bin Umeyr olup Bizans İmparatorluğuna bağlı Busra  vadisine göndermişti. Lakin Busra valisi Şurahbil maalesef bu elçiyi şehit ettirmiştir.

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Haris bin Umeyr’in şehit edilmesine çokça üzüldü ve Bizanslılarla savaşma kararı aldı. Bu savaş Müslümanlar ile ilk kez bir devlet olan İmparatorluk arasında yapılan savaş olma özelliğini taşımaktadır.

Bu savaşta her iki tarafta savaştan çekilmiş olup kazanan veya kaybedeni belli olmamıştır.

Mekkenin Fethi

Müslümanlar ile Müşrikler arasında yapılmış olan Hudeybiye Anlaşması’nın bozulması neticesinde Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) savaş hazırlıkları emrini verdi.

Çok güçlü İslam ordusuna karşı gelemeyeceğini anlayan Müşrikler Fetih’e karşı çıkamamışlardır. Hem bu yönde de herhangi bir hazırlıkları da yoktu. Teslim oldular ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in kararını beklemeye başladılar.

Hz. Peygamber putları yıkmış ve akabinde Müslümanlarla beraber Kabe’yi tavaf etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v)  fethin sonrasında Kâbe’de ilk hutbeyi vererek, şu sözleri söylemiştir;

“Benim halim sizin halinizle, Yusuf’un kardeşlerine dediği gibi olacaktır. Ben  de Yusuf gibi diyorum ki: Size bugün başa kakma ve ayıplama yok. Allah sizi bağışlasın. O, merhamet edenlerin içinde en merhametlisidir. (Yusuf suresi 92) Gidiniz hepiniz serbestsiniz diyerek kendisine yıllarca zulmedenlere karşı büyük bir olgunluk göstermiştir.

Huneyn Savaşı

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Mekke’nin fethi için Medine’den ayrıldığı zaman, niçin, nereye gideceğini bildirmemişti.

Havazin kabilesi ise bu hareketliliğin kendi üzerlerine geleceğini düşünmüş ve savaş hazırlıklarını tamamlamışlardı. Müslümanların Mekke üzerine gitmesi ve orayı kolayca fethetmesi ile Havazin kabilesi artık sıranın kendilerine geleceğini anladılar.

O vakit Müslümanlar bize saldırmadan biz onlara saldıralım diyerek harekete geçtiler. Huneyn savaşı Arap yarımadasının şirkten kurtulması ve tevhidin hâkim olması noktasında önemli bir adım olup İslamiyet’in yayılışı devam etmiştir.

Taif Seferi

Aslında bu Sefer Taif Yolculuğunun bir intikamı değildi. Huneyn savaşının devamı niteliğinde değerlendirilmelidir.

Huneyn savaşından evvelinde Havazimliler ile işbirliği yapan Taif’liler bu savaşın kaybedilmesi sonrasında başta Halid bin Avf olmak üzere savaştan kaçanları kalenin içine alıp aslında bir savunma harbine hazırlanmışlardı.

Ancak 630 tarihinde Müslümanlara karşı direnemeyerek teslim olmuşlardır.

Tebük Seferi

631 tarihinde veda haccından hemen önce gerçekleşmiş olup bu savaşın sebebi Suriye’de bulunan Hristiyan Arapların Bizans İmparatoru Horraklius’a yazdıkları asılsız mektuptur.

Bu mektupta yalan olarak  Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in öldüğünü, Müslüman  Coğrafyasında kıtlık ve yokluk olduğunu, zor durumda olduklarını ve yapılacak bir sefer ile bir çok kimsenin Hristiyanlık dinlerine dönebileceklerini yazmışlardı.

Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in katıldığı son savaş olup anlatılanların yanlış olduğunu gören ve İslam’ım gücünü gören Bizanslılar savaşmadan geri çekilmişlerdir.

Tebük seferi ile beraber İslam ordusunun gücü herkes tarafından anlaşılmış ve İslamiyet’in yayılışı hızla devam etmiştir.

Dört Halife Dönemi

Hz. Ebubekir Dönemi

Yermük Savaşı

İslamiyetin yayılışı için çalışan Hz. Ebubekir (r.a) Halid bin Velid komutasındaki bir orduyu Irak’a göndermiş akabinde de Bizans korumasında olan Şam ve civarını da ele geçirmek için başka bir ordu daha hazırlamıştı.

Bunu öğrenen Bizans kralı Heraklius savaş hazırlarına başlamıştı. Lakin yapılan  savaşı İslam Ordusu kazanmış ve bu zafer ile Irak, Şam ve Suriye tamamen Müslümanların eline geçmiştir.

Bu savaş aynı zamanda Müslümanların Bizans Ordusuna karşı kazandığı ilk zafer özelliğini de taşır.

Hz. Ömer Dönemi

Köprü Savaşı

Nemarık ve Kesker’de İran ordularına karşı kazanılan zaferler sonucu İran’ın yeni bir ordu hazırlayarak saldırıya geçmesi ile Sasaniler Savaşı kazandılar ancak iç karışıklıklarından dolayı geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

Böylece Müslümanlar Fırat Nehri’ni geçip Dicle’ye kadar ilerlemişlerdir. Bu yenilgi ilk fetihler döneminde alınan en büyük yenilgi olarak tarihe geçmiştir.

Kadisiye Savaşı

Hz. Ömer (r.a) İran topraklarını İslam topraklarına eklemek için Sa’d bin Ebi komutasında bir ordu hazırlatmaya başladı. Yapılan savaşı Müslümanlar kazanmışlardır. Bu zafer, Müslümanlara İran’ın kapılarını açtığı gibi, daha sonraki savaşların kazanılmasına da zemin hazırlamıştır.

Celula Savaşı

Kadisiye savaşının kazanılmasıyla Celula fethine hazırlanan Müslümanlara karşı koymak için Sasaniler’in Celula da savaş hazırlıklarına başlamamış ve yapılan Celula Savaşını kazanan Müslümanlar bir taraftan bu şehri ve Hulvan’ı ele geçirirlerken, diğer taraftan da Dicle Bölgesini tamamını ele geçirme fırsatı elde etmişlerdir.

Nihavend Savaşı

İran fethini tamamlamak isteyen Müslümanların savaş hazırlıklarını tamamlamış ve yapılan savaşı Müslümanların kazanması ile Sasani İmparatorluğu son bulmuştur.

Mısır’ın Fethi

Mısır’ın hem ekonomik zenginliği hem Bizans’tan gelecek tehlikelere açık olması bir fethi gerektiriyordu.

Bu savaşla Hristiyanlar cizye vergisi ödemeye mecbur bırakıldı. Kuzey Afrika’nın fethi için bu şehir ordugâh olarak kullanılmak için hazırlandı. Hz. Ömer Vergisinin düşürülmesini isteyen bir demir ustası tarafından şehit edildi.

Horasanın Fethi

İran’ın doğusunda Merv’e çekilmiş olan Sasani Hükümdarı III. Yezdcerd’ in toparlanmasına fırsat vermemek. Horasan ele geçirilmiş, böylece Ceyhun nehrine kadar sınırlar genişlemiştir.

Hz. Osman Dönemi

İslamiyetin yayılışı Hz. Osman zamanında da hızla devam etmiş ve Basra, Kufe, Şam, Mısır ve Kıbrıs gibi yerler tamamen ve kuvvetli bir şekilde İslami toraklarına dahil oldu.

Hz. Ali Dönemi

Hz. Ali zamanında fatihlerle birlikte daha çok maalesef fitne hareketleri neticesinde iç karışıklıklar olmuştur. Müslümanlar kendi aralarında Cemel vakası, sıffın savaşı ve hakem olayı ile meşgul oldular.

Nehrevan Savaşı

Temmuz 658 yılında Hz. Ali (r.a) ordusu ile Hariciler arasında yapılan savaştır. Haricilerin çoğu öldürüldü ama tam olarak ortadan kaldırılamadılar. Daha sonra Hz. Ali(r.a) Harici ibn Mülcem tarafından şehit edildi. Böylece 4 Halife Dönemi kapanmış oldu.

Yorum yapın

meritking madridbet güncel giriş madridbet kingroyal giriş meritking giriş meritking yeni girişt madridbet yeni giriş