Dini hikaye demek ibret ve ders demek düşünmek belki duygulanmak demek kimin için elbette ibret nazarıyla ders nazarıyla bakıp dinleyenler için.
Gerek bu zekat ile ilgili anlatacağımız dini hikaye gerek başka dini kıssalar ve hikayeler dini akaidimize ters olmamak kaydıyla dinleyelim ve ders alalım zira bu hikayelerde kıssadan hisse olacak hikmetler vardır.
Dini hikaye
Peygamber Efendimiz (s.a.v), bir gün ashabına zekatın faydalarından anlatıyordu. Dedi ki “Zekat sizlerin malınızı manevi bir kale gibi sarar ve muhafaza eder.” dedi.
O esnada yoldan geçmekte olan bir Hristiyan, bu sözleri işitti ve bu sözün hakikatini denemeye karar verdi. Evine gitti, bir hesap yaptı neyi varsa zekatını ve sadakasını ayırarak fakir fukaraya dağıttı. Onun bir de ortağı vardı ve ticaret maksadıyla sefere gitmişti.
Onunla Savaşırım
Bu Hristiyan içinden “Eğer Muhammed’in (sav) söyledikleri doğru ise onun hak bir peygamber olduğuna karar verir ve dinini kabul ederim. Değilse bu kadar malı mülkü dağıttığım boşa ise, kılıcımı alırım ve onunla savaşırım” dedi.
Bu Hristiyan oturmuş verdiği sadakanın, zekatın ne olacağını, neticesini beklerken ortağından bir mektup geldi. Gelen mektupta şöyle diyordu “Maalesef bizim yolumuzu şakiler (eşkiya) kesti ve kervanımızda neyimiz varsa hepsini aldılar.”
Hristiyan olan zat sanki beyninden vurulmuşa döndü ve kılıcını aldığı gibi doğruca Peygamber Efendimiz (s.a.v)’î öldürmek üzere hareket etti. Öfkeli ve düşünceliydi yolda iken ortağından bir mektup daha aldı.
Bu mektupta ise şöyle yazıyordu. “Daha önce yazdığım mektubun tamamen tersi oldu. Yani bizim devenin bir tanesi sakatlanmış ve ben kervandan biraz geride kalmıştım. Onlara yetişip kervanın uzaktan yağma edildiğini görünce beni de yakalarlar diye düşünüp sana o mektubu yazmıştım.
Fakat ne hikmet anlayamadım beni de malımız da görmeden çekip gittiler. Yani bizim malımıza bir şey olmadı ve eşkıyalardan öylece kurtulduk. Hiç merak etmeyin, sapasağlam bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.”
Ortağından böyle bir haber alınca, öfkesi ve şiddeti bir anda gitti. Öldürmek niyeti ile yola çıktığı Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in huzuruna biraz mahcup biraz mahzun olarak geldi ve yaşananları anlattı.
Dedi ki “Senin o vakit söylediklerini işittim ve dahi faydasını bizzat gördüm. Artık bende Müslüman olmak istiyorum.” dedi ve şehadet getirip Müslüman oldu.
Evet bu dini hikaye de geçtiği üzere Hz. Peygamberin her haberi hakikattir ve doğrudur hem de tecrübelerle doğrudur. Bize düşen bu hakikatleri hayatımıza tatbik etmektir.