Nehrevan Savaşı ve Hz. Ali (r.a)’ın Şehit Edilmesi (658)

Nehrevan savaşı Hariciler ile Halife Hazreti Ali arasında 658 tarihinin temmuz ayında yapılmış Hz. Ali’nin ordusu tarafından Haricilerin büyük kısmı öldürülmüştür.

Nehrevan Savaşı ve Hz. Ali’nin Şehit Edilmesi

Tarihi:  Temmuz 658

Nedeni:  Hakem olayından sonra ortaya çıkan hariciler Hz. Ali(r.a)’a karşı çıktılar.

Tarafları: Hz. Ali (r.a) ordusu ile Hariciler savaşın taraflarıdır.

Sonuçları: Haricilerin pek çoğu öldürülmüştür ve isyan geçici süreliğine bastırılmıştır.

Önemi:  Haricilerin çoğu öldürüldü ama tam olarak ortadan kaldırılamadılar. Daha sonra Hz. Ali(r.a) Harici ibn Mülcem tarafından şehit edildi. Böylece 4 Halife Dönemi kapandı.

Nehrevan Savaşı Özet

Sıffin Savaşı son bulup hakem heyeti oluşturulduktan sonra Hz. Ali (r.a) ile ordusu devletin merkezi Küfe’ye dönmek üzere yola çıkarlar.

Savaşta Hz. Ali (r.a)’ın emrine ve uyarılarına karşı gelip hakem seçimini kabul eden askerlerin başını çektiği bir grup asker “ Hüküm ancak Allah’a aittir.” (En’am Suresi 6/57) karşı çıkıp kâfir olduklarını söyleyip tövbe ederler ve Hz. Ali (r.a)’ın da tövbe etmelerini isterler.

Aksi takdirde senin halifeliğini tanımayacaklarını bildirirler. Hariciler olarak bilinen bu gurup bu şekilde 12.000 kişilik bir sayıya ulaşırlar ve Küfe’ye gitmeyerek Harura denen bölgeye gittiler.  Bu kişiler daha sonra kendilerine Abdullah b. Vehbi lider olarak tayin ettiler.

Hz. Ali (r.a) kendileriyle hem mektup yazarak hem de elçiler göndererek defalarca yaptıklarının yanlış olduğunu bildirse de Hariciler kendisine inanmadılar. Hz. Ali (r.a) savaş esnasında düşmanın mızraklara Kur’an ayetleri astıklarında bunun bir hile olduğunu, hakem seçerken de kendisinin Musa’yı seçme konusunda ısrarcı olduklarını bu yaptıklarının Muaviye’nin oyunu olduğunu anlatmaya çalışsa da başarmadı.

Bunca çaba sonucunda bir karşılık bulamayan Hz. Ali (r.a) onlardan ümidi kesti ve Şam’a harekete geçti. Huhayle denilen yerde konaklarken Haricilerin şehirde halktan masum kişileri öldürdükleri, insanların mal ve canlarına gasp ettikleri haberi geldi.

Bu gelişmeler üzerine ordu içerisindeki bazı kişiler Hz. Ali (r.a)’a geride eş ve çocuklarını bıraktıklarını, mallarının olduğunu bu durumda Şam’a gitmek yerine öncelikle bu meselenin halledilmesini istediler. Hz. Ali (r.a) bu teklifi olumlu karşıladı ve geri döndüler.

Hz. Ali (r.a) ve ordusu geri dönerken hariciler her tarafa haber göndererek Nehrevan’da toplandılar. Hz. Ali (r.a) ordusu ile Nehrevan’a gitti ve katilleri talep etti. Hariciler ise şu şekilde cevap verdiler “Hepimiz öldürülenlerin katiliyiz. Hepimiz onların ev sizin kanınızı kendimize helal sayıyoruz.”

Bu cevaptan sonra tek çare olarak savaşmak kalıyordu. Haricilere son kez seslenen Hz. Ali (r.a) “Sizden kardeşlerimizi öldürmeyen ve kendisinin öldürülmesini istemeyen kimseler, bu bayrağın altına geldikleri takdirde emniyettedir. Kûfe veya Medâin’e dönenler de emniyettedir. Katilleri bize teslim ettikten sonra burada kan akıtılmasına gerek yoktur.” Buyurmuştur. Bir kısım harici geri dönmüş bir kısım da Hz. Ali (r.a)’ın ordusuna katılmıştır. Geri kalanlarla çok çetin bir savaş başlamış ve haricilerin büyük çoğunluğu öldürülmüştür.

Hz. Alinin Şehit Edilişi

Haricilerden Abdullah b. Mülcem, Berj b. Abdullah ve Amr b. Bekr ile Temim kalesinde buluşup ölenler için dua ettiler. Buda yaptıkları görüşmelerde Hz. Ali (r.a), Muaviye ve Amr b. As hakkında suikast kararı aldılar. Hz. Ali’yi İbn Mülcem, Hz. Muaviye’yi Berk, Amr b. As’ı da Amr b. Bekr öldürecektir.

Her biri gerekli hazırlıkları yapıp şehirlere dağıldılar. Hicri 40. yılın Ramazan ayının 17. gününde perşembeyi cumaya bağlayan gece, Hz. Ali (ra) sabah namazı için evinden çıktığında, zehirli kılıcı ile Hz. Ali (ra)’in başının ön tarafına vurur. İbn Mülcem saldırı esnasında “Emir ve hüküm sadece Allah’a aittir Ey Ali! Sana ve arkadaşlarına değil!” diyerek haykırır. Sonra katil İbn Mülcem yakalanır.

Hazreti Ali (r.a) “Bunu hapiste tutun ve orada iyi davranın. Eğer yaşarsam ne yapacağımı düşüneceğim. Bağışlarım veya kısas yaparım. Eğer ölürsem, bir can karşılığında sadece bir tek can alınsın ve ona müsle / burun, kulak, vb. kesme  yapılmasın!” der.

Ve Hz. Ali (r.a) oğullarına Allah’tan korkmalarını, güzel amellerde bulunmalarını tavsiye ettikten sonra “Kim zerre kadar hayır (iyilik) yaparsa, onun karşılığını görecektir. Kim de zerre kadar şer (kötülük) yaparsa onun karşılığını görecektir. ayetini okuyarak altmış üç yaşında iken vefat eder. Allah rahmet eylesin.

Yorum yapın