Tatlı dil ve güzel konuşma dersek eminim herkes evet bu herkeste olmalı der. Zira bu konu pek çok şeyden daha önde ve daha ehemmiyetli bir konudur.
Tatlı dil ve güzel konuşma bizi karşımızdakine yakınlaştırır ve sevdirirken asık suratlı ve kırıcı sözlü kişi karşısındakini kendisinden soğutur belki nefret ettirir. Söyleyecekleri dinlenilmez. O zaman bu hal Müslüman için büyük bir önem arz eder.
İnsanın öğrenmesi gereken dil tatlı dildir sözü ne kadar da doğru bir sözdür. Yine bir söz vardır bu konu ile ilgili ” Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır ” yani tatlı bir dil ile elde edemeyeceğin bir şey olmadığını ifade eder. Böyle bir dil ile iletişim ve ifade tarzının hiç bir zararının olmayacağı gibi pek çok faydası olacağı anlatılır.
Yani güzel konuşmak var mıdır bir zararı desek asla zararı olmayacağını herkes bilir. Öyleyse biz Müslümanlara düşen asık suratlı, sert olmak değil yumuşak dilli ve huylu olmaktır.
Müslüman Tatlı dillidir
Bir de konuya bu açıdan bakalım. Her Müslüman dine hizmet ve tebliğ ile mükelleftir. İnsanları irşad ve tebliğ yalnız din görevlilerinin işi demek son derece yanlıştır. O zaman tebliğ için ilk şart yumuşak dil ve güzel konuşmadır.
Demek ki her bir Müslüman yapıcı bir üslup ile olumlu bir şekilde İslam’a hizmet etmelidir. Bu hizmet kinci ve sert değil, sevdirici ve müjdeleyici olmalı ki tesir etsin.
Kuranda bu hususu şu şekilde geçer “Ey Muhammed Rabbinin yoluna hikmetle, güzel nasihatla çağır! yani onun şahsında hepimize diyor yüce Allah.
Hz. Peygamber (sav) her daim güler yüzlü ve tatlı dil ile herkesi ikna edici sözler söyler, sert olmazdı. Öyle ki güler yüzlü olmanın yani tebessümün sadaka olduğunu haber vermiştir. Sahabeden Hz. Cabir (ra) şöyle diyor “Ben Resulullah’tan (sav) çok daha fazla tebessüm eden birini görmedim.”
Tatlı Dil ve Güzel Konuşma Hakkında Dini Kıssa
Neyi söylediğin değil onu nasıl söylediğin mühim demiş alimler, Efendim, hikaye bu ya, padişahlardan birisi rüyasında dişlerinin önden arkaya doğru döküldüğünü görmüş. Rüyasından çok etkilenmiş ve tabir etmek için oraların en meşhur rüya tabircilerini çağırtmış sarayına.
Rüyayı anlatmış onlara meşhur tabircilerden biri “Padişahım, o kadar uzun ömrünüz olacak ki bütün evlatlarınızız vefatlarını göreceksiniz. Bunu işiten Padişah, yüzü ekşidi ve öfkelenerek onu zindana attırdı.
Arkasından başka biri tabirciye etti dedi ki “Padişahım Allah size o kadar çok bereketli ve uzun bir ömür verecek ki, evlatlarınızın tamamının mutluluk ve saadetlerini göreceksiniz ve onlardan uzun hayat süreceksiniz.”
Sultan bu tabire çok sevinir ve ona çokça altın ihsan eder. Aslında iki tabirci de aynı şeyi ifade etmişti ama biri felaket tellallığı yaparken, diğeri akıl ve kalbin süzgecinden geçirerek tatlı dil ile söylemişti.
Atalarımız ne güzel demiş “Misafire en güzel ikram, güler yüz ve tatlı dil iledir. Yine demişler ki, güler yüzlü Sirkeci yumuşak dili ile müşterileri toplarmış. Ekşi suratlı sert ifadeli bal satan da balını satamazmış ve müşterileri kaçırmıştır.
Neden? Zira birinin elinde bal ama yüzünde sirke; diğerinin elinde sirke ama yüzü ve dili bal gibi tatlı. O zaman biz de İslam’ın bal gibi hakikatlerini ve güzel şeyleri sirke yüz ile satarak onlara zarar vermeyelim.
Unutmayalım ki tatlı dil ve güzel konuşma evet elzem ama bir o kadar da elzem olan doğru konuşmak yalana tevessül etmemektir vesselam.