Hud Peygamber (a.s.) kimdir? Nuh Tufanı olduktan sonra putperestliğe geri dönen kavmin ilk peygamberi olan Hz. Hud’un (a.s.) hayatı, kıssaları ve mucizeleri bu yazımızda.
Hud Peygamber Kuran-ı Kerim’de kıssası anlatılan peygamberlerden birisi olup Ad kavmine peygamber olarak gönderilmiştir. A’raf, Hûd, Şuarâ ve Ahkâf surelerinde ismi geçmektedir.
Hazreti Hud Peygamberin Hayatı
Nuh (a.s.) oğlu olan Sam’ın neslinden gelmekte olup bir ismi de Abir’dir. Lakabı ise Nebiyyullahtır. Kuran’da adı bildirilen peygamberlerdendir. Tevrat’ta ismi geçen Eber peygamber olduğu tahmin edilmektedir.
Bazı İslami kaynaklarda Hud peygamberin 150 yıl yaşadığı ve peygamberlik yaptığı zamanın ise yaklaşık olarak m.ö. 2400 civarında olduğunu yazılıdır.
Çocukluğundan itibaren devamlı olarak Allahü Teâlâya ibadet ederdi. Ticaretle de ilgilenen Hud peygamber (a.s.) hem şefkatli ve çok cömert birisiydi.
Nuh tufanı olduktan sonra torunlarından biri olan Ad, Yemen’de Ahkâf denilen yerleşerek ikamet etti. Zamanla Ad’ın neslinden gelenler çoğaldı ve büyük bir kavim oldular. Bu kavme ise Ad kavmi denildi.
Ad Kavmi
Ad kavmi Arabu’l-âribe ismi verilen Arabistan yarımadasına ilk yerleşen kavimlerden biriydi. Yemen’de bulunan bu bölge çok bereketli bir yerdi, otu, suyu bol ve çeşitli nimetleri bolca olan bir yurttu.
Şuara suresinde anlatıldığına göre Akan ırmakları vardı, bağları, bahçeleri vardı, sürü sürü hayvanları, yer altında da su depoları ve köşkleri sarayları vardı. İnsanları ise başkalarına kıyasla boylu poslu, güçlü ve kuvvetli kimselerdi.
Ad kavmi servetlerinin, kendilerine verilen nimetlerin ve maddi güçlerinin çokluğuna baktılar azarak hak yoldan, dinlerinden saptılar. Büyüklük tasladılar.
Allah’ı unuttular ve kendi yaptıkları çeşitli putlara tapmaya başladılar. Ellerindeki maddi güçle çevrelerine dehşet saçtılar, fakirleri, zayıfları ve diğer kabileleri zulmettiler.
Öyle ki insanları köle gibi çalıştırıyorlar hatta çeşitli işkencelerle öldürüyorlardı.
Hud Peygamber kıssası
Yoldan çıkan ve sapıtan bu kavme Allah doğru yola ulaştırmak için Hud aleyhisselamı peygamber olarak gönderdi. Bu durum Kur’an-ı kerimde şöyle anlatılır.
Ad kavmine kardeşleri Hûd’u peygamber olarak gönderdik. Hûd (a.s.) onlara; ‘’Ey kavmim! Allah’a ibadet edin. İbadet edilecek o’ndan başkası yoktur. Hala o’nun azabından korkmayacak mısınız?’’ dedi. (A’râf suresi 65)
Hud aleyhisselam kavmini doğru yola ulaştırmak için tebliğ vazifesine başladı. Kavmini putlara tapmaması, zulüm ve günahlardan tövbe ederek vazgeçmesi için öğütlemiş Allah’a şükür ve ibadete etmeye çağırmıştır.
Lakin Ad kavmi mensupları onu dinlemeyip, ona karşı hem kaba hem inkarcı olarak davrandılar.
Hud peygamber kavminin bu hali üzerine onlara ‘’Şayet doğru yola gelmezseniz, haberiniz olsun, ben size tebliğ vazifemi yapıyorum; Rabbim size acı bir azap gönderir de helâk olursunuz?’’ dedi.
İyici azgın olmuş olan ve yoldan çıkan Ad kavmi, Hud aleyhisselama ‘’Sen mucize getirmeden putlarımızı terk etmeyiz.’’ dediler.
Hazreti Hud’un Mucizeleri
Hud peygamber onlara madem öyle istediğiniz mucize nedir?’ dedi. Onlar ise ‘’Rüzgarı istediğin tarafa çevir!’’ dediler.
Hud (a.s) Allah’a dua etti. Allah ona ‘’Ne tarafa istersen elinle işaret et!’ dedi. O da eliyle rüzgara işaret edince, rüzgâr o istikâmette esmeye başladı.
Sonra büyük kayaların toprak olmasını talep ettiler. O da dua etti ve duası ile bu istekleri de oldu. Bu mucizeler gerçekleştiği olduğu halde inanmadılar hırçınlaşarak bu sefer koyunların yünlerinin de ipek olmasını istediler.
Hud peygamber (a.s) yine dua etti ve koyunların yünü ipek hâline geliverdi. Ad kavmi ise gösterilen bu mucizelere yine bir şeyler uydurup inanmadılar.
Sonunda ‘’Sen bizi putlarımızdan ayırmak için mi geldin? Madem doğru söylüyorsan, haydi bizi tehdit ettiğin azabı getir de görelim!’’ dediler.
Hud aleyhisselam vazgeçmedi ve kavmini imana gelmesi için tebliğ etmeye devam etti. Ama pe az kimse iman etti. Bir süre sonra kavmi ona hakaret ederek kendinden geçinceye kadar dövdüler.
Artık kavminin ıslah olmayacağına kanaat eden Hud peygamber (a.s.) ellerini açarak şöyle dua etti ‘’Ya Rabbi! Sen her şeyi görüyorsun. Ben onlara tebliği bildirdim. Ey Rabbim! Onlara, ders almaları için bir musibet ver?’’
Ad Kavmi Nasıl Helak Oldu
Bu duayı kabul eden Yüce Mevla Ad kavmine önce kuraklık ve kıtlık musibetini verdi. 3 yıl müddetle akan pınarları suları kurudu. Yeşillikler sarardı ve soldu. Herkesçe bilinen ve meşhur olan İrem Bağları yok oldu.
Ad kavmi öyle oldu ki bir yudum suya, bir parça ekmeğe muhtaç hale geldi. Hayvanları susuzluktan telef oldular. Sürekli olarak bunaltıcı kuru bir rüzgâr esiyor, insanlar ağızlarını zorlukla açıyor ve zor nefes alıyordu. Tozdan adeta göz gözü göremiyordu.
Bütün bu hadiselerde Hud aleyhisselam boş durmuyor kavmini devamlı olarak imana, tövbeye ve istiğfara davet ediyordu. Bu durum Hud suresi 52. ayette şöyle anlatılır.
‘’Ey kavmim! Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra o’na tövbe edin ki, gökten üzerinize bol bol bereket (ekinleri yetiştirecek yağmur) indirsin ve kuvvetinize kuvvet katarak sizi çoğaltsın. Günahlarınıza ısrar ederek imandan yüz çevirmeyin.’’
Hûd aleyhisselamın bu son tebliğ de o kavmin aklını başlarına getirmeye maalesef yetmedi. Üstelik Hud aleyhisselama işkence ile onu öldürmeye çalıştılar. Hal böyle olunca artık onlara azabın gelmekte olduğu bildirildi.
Bir sabah oldu ki bu mübarek peygamber iman edenleri topladı. Güneş doğarken ufukta siyah bir bulut görünüverdi. Bunu gören Ad kavmi dediler ki “işte yağmur geliyor”
Hud peygamber onlara dedi ki ‘’Hayır o gelen can yakıcı azap veren bir rüzgardır. O her şeyi yok eder.’’ dedi ve sonrasında o rüzgâr korkunç bir ses çıkararak vadiyi kapladı.
Son derece hızlı, soğuk ve güçlü olan o rüzgar her şeyi saman çöpü gibi savuruyordu. Bu rüzgar Fussilet suresi 16. ayetinde ‘’sarsar’’ (kavurucu rüzgâr), o kavmin azap günleri de ‘’eyyâm-ı nahisât’’ olarak ifade edilmektedir.
Bu rüzgara karşı Ad kavmi kurtulmak için tutundukları ağaç ve taşlarla birlikte havaya fırlamış ve paramparça olmuşlardı. İsyan eden herkes ölüp yere serildi.
Sonrasında o rüzgar o insanları sürükleyip denize attı. Şanlı mal ve mülklerinden geriye hiçbir eser kalmadı ve helak olup gittiler.
Hud Peygamber Nerede Öldü?
Ad kavminin helak oluşunu Kuran şöyle anlatıyor. ‘’Nihâyet Hud’u (a.s.) ve beraberinde iman edenleri, rahmetimizle kurtardık ve ayetlerimizi tekzip ederek, yalanlayarak iman etmemiş olanların kökünü kestik.’’ (A’râf sûresi: 72)
Hud peygamber ve ona iman edenler bu şiddetli fırtınada Allah tarafından himaye edildiler. İnanmayarak küfre düşenleri helak eden o şiddetli fırtına, iman edenlere serinletici ve rahatlatıcı hafif bir rüzgâr gibi esiyordu.
Hud aleyhisselam, Ad kavmi helak olunca kendine inananlarla beraber Mekke-i mükerremeye gitti ve Kâbe-i muazzamanın bulunduğu yerde ibadet ve taatla meşgul oldu. Akabinde orada vefat etti.
Kabrinin Harem-i şerif ( Kâbe-i muazzamanın etrafındaki mescit) te Hicr denilen yerde bulunduğu rivayet olunmuştur.