Muhterem kardeşim, İslam Dini, her sahada olduğu gibi evlilik konusunda da ince eleyip sık dokumaktadır. Çünkü aile, İslam toplumunun can damarı, sarsılmaz temeli ve köşe taşı konumundadır. Aile yapısı ne kadar sağlam olursa, toplum o denli sağlam ve sağlıklı olur. Ailenin temel taşları, dikili direkleri ise anne ve babadır.
Sağlam ve sağlıklı, huzurlu ve mutlu, kalıcı ve sürekli, tutarlı ve dengeli bir toplum hedefleyen İslam, bu toplumu oluşturan ailelerin kuruluşunda izlenecek yolu, çok açık bir biçimde ortaya koymuştur.
Ailenin oluşumunda en önemli öğe, eş seçimidir. Kadın olsun erkek olsun eş seçimi, mü’minlerin en çok dikkat etmeleri gereken hususların başında gelmektedir. Eş konusunun çok titiz bir şekilde çözümlenmesinden sonra Müslüman için hayat daha anlamlı, daha kolay ve daha rahat olacaktır. Herşeyden önce yüce Allah’ı razı etme konusunda, bu durum çok açık bir şekilde kendisini gösterecektir.
Alemlerin Rabb’i olan yüce Allah’ı razı etme konusunda Müslüman eşler, birbirlerine yardımcı olacak, birbirlerinin eksikliklerini giderecek, birbirlerini teşvik edecek ve ideal Müslüman bir aile örneğini ortaya koyacaklardır. Böyle bir aile ortamında filizlenip yeşerecek çocuklar da toplumda örnek insanlar olacaklardır. Böyle insanlardan teşekkül edecek bir toplum ise, diğer toplumlar içinde örnek bir toplum olarak varlığını idame ettirecektir.
Kur’an’ı Kerim, sağlam prensipler ve temeller üzerine bina edilecek bir evliliğin, hayırlara vesile olacağını bildirmiş, bunun için aynı davaya inanan insanların bir araya gelmelerini istemiştir.
“Müşrik kadınlarla, onlara inanıncaya kadar, evlenmeyin. (Müşrik kadın) hoşunuza gitse dahi, mü’min bir câriye, müşrik (hür) bir kadından iyidir. Müşrik erkekler de inanıncaya kadar, onları(mü’min kadınlarla) evlendirmeyin. (Müşrik erkek) hoşunuıa gitse dahi, mü’min bir köle, müşrik bir adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. ALLAH (c.c.) ise izniyle cennete ve mağfrete çağrıyor. İnsanlara ayetlerini (böyle) açıklıyor ki öğüt alsınlar” (2 BAKARA, 221)
İslam, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçiminin yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı güvene dayanan prensipler üzerine bina edilmesi için, bu yuvada din unsurunun ön planda olması gerekir. Çünkü din unsuru, insan yaşlandıkça artar, güzelleşir, gelişir ve bağları kuvvetlendirir. Oysa zenginlik, güzellik, soy-sop gibi unsurlar, hem geçici hem de insanın kibrini artırdığı için, huzursuzluğun temel nedeni sayılmaktadır.
İşte bu nedenle; Hz. Peygamber(a.s): “Kadın, dört şeyi için nikah edilir; malı, soyu, güzelliği ve dini; sen dindar olanını seç ki, evin bereket bulsun” buyurmuştur. (Kütüb-i Sitte ve İmamı Ahmed’in Müsned’i ile İslam Fıkıh Ansiklopedisi)
Diğer bir hadisi şerifte de Rasulullah(a.s), malın ve güzelliğin getirdiği problemlere dikkat çekerek evlilikte dindarlık dışındaki bir tercihi açıkça yasaklamıştır.
“Kadınları güzellikleri için nikahlamayınız, olur ki güzellikleri ahlakça düşmelerine sebep olur. Onları malları içinde nikahlamayın, zira malları azgınlıklarına yol açabilir. Kadınları dindarlıktan dolayı nikahlayın. Şüphesiz dindar olan yırtık elbiseli bir cariye (böyle olmayanlardan) daha üstündür.” (İslam Fıkıhı Ansiklopedisi 9.C SH. 14)
Kur’an ve Sünnet’in ortaya koyduğu esaslardan anlaşılacağı gibi, sağlıklı bir İslam toplumurıun oluşabilmesi için, mü’min erkek ve kadınların birbiriyle evlenmeleri esastır. Ancak böyle bir evlilik sonunda, İslami esaslar insanlara daha iyi bir şekilde ulaştırılabilir. Şimdi Kur’an ve Sünnet, evlenecek eşlerde dindarlık hususunu ararken, Müslüman olduklarını söyleyenler yakışıklılık, güzellik, zenginlik, soy-sop gibi özelliklere aldanarak eş seçmeye kalkışmaktadırlar. Hele bu özelliklere sahip olanların tevhidi görüşte olup olmadıklarını araştırmayanlar, kendi ateşlerini ellerine alarak, Allah muhafaza cehennemin yolunu tutmuşlardır. Abdullah bin mubarek (rah.a) ‘nın hayatını okurken rastlamadığım fakat daha önce duyduğum bir hikayeyi yazayım.
Bir vali veya kadı varmış. Bağına gider ve köleden bir salkım üzüm ister. köle getirir ama köle daha olgunlaşmamış bir salkım getirmiştir.
ikinci üçüncü salkım derken hepsi eşki….
vali neden ekşi olan salkım getiriyorsun..?? bu kadar zaman bağda çalışıyorsun olgun olani bilmiyormusun?
köle:”efendim, benim görevim bağa bakmak yemek değil”
vali çok şaşırır ve bu boş biri değil der.
bir kaç denemeden sonra köleyi çok beğenir ve Allah’a dost biri olduğunun farkına varır.
çok isteyeni olduğu halde çok sevdiği güzel kızını bu köleye vermesi için ailesine danışır ve köle ile evlendirilmesine karar verirlir.
köle ile valini kızı evlenirler ama bir sorun yaşanıyor.
Kızın annesi, kıza halin sorar:
“kızım nasılsın hayatından memnun musun?” kız şu cevabı verir:
“çok memnunum anne.. kocam gider çalışır kazanır, yemeği pişirir ve yed
irir bana ama bir aydır bana hiç dokumadı/ayrı yatıyoruz” der.
kadın bu haberi kocasına söyler. kocası olan vali köleyi/damadını çağırır ve kızının onun helali olduğunu söyler.
köle helal olduğunun farkındadır amma….
“efendim, siz bir makam sahibisiniz. size herkes tarafından hediyeler/hibe mallar geliyor. bilmedende olsa eşime haram bir lokma yedirmiş olabilirsiniz, haram lokmanın etkisi gitsin diye 40 gün beklemeyi uygun gördüm”
vali köleye kızını verdiği için bir daha Allah’a şükreder.
köle ile valinin kızından kim doğdu biliyormusunuz?
Abdulllah bin Mubarek (rah.a)
Bulûğ (ergenlik) çağma gelmiş bir erkeğin kendi irade beyanı ile evlenebileceği, velîsinin onu rızası dışında birisiyle evlendirme hakkına sahip bulunmadığı hususu ittifakla kabul edilmiştir.
Fukahânın çoğuna göre dul kadın da rızası alınmadan veya istemediği halde velîsi tarafından evlendirilemez. İmam Şafiî’ye göre dul kadın bulûğ çağına gelmemiş olsa da hüküm aynıdır. “Dulun velî ile bir alâkası yoktur.” “Dul kendine velîsinden daha ziyade mâliktir, bekârın ise rızası alınır” gibi hadisler (Buhârî, Nikâh, 41; Ebû Dâvûd, (Avnu’l-Ma’bûd, II, 197)yukarıdaki hükümlerin kaynaklarıdır.
İmam Mâlik ve İmam Şafiî, ergenlik çağındaki kızın babasına cebren evlendirme salâhiyeti tanımışlardır.
Ebû Hanîfe’ye göre bulûğ çağına gelmiş bir kızı hiçbir kimse zorla evlendiremez. Kızın rızası alınmadan yapılan evlendirmeler hükümsüzdür; çünkü Rasûlullah (s.a.): “Açıkça izin alınmadan dul kadın, rızası anlaşılmadan bekâr kız evlendirilemez” buyurmuş, “Onun rızası nasıl anlaşılır?” sorusuna da “sükûtu ile” cevabını vermiştir (Buhârî, Nikâh, 40).
Kızın evlenmeye razı olduğunu gösteren davranışı, çevre şartlarına ve örfe dayanılarak tespit edilmektedir. Allah’a Emanet olunuz….
benim bu durumda izliyeceğim yol ne olmalıdır…
Muhterem kardeşim Kişi Nasıl biriyle evleneceğine karar vermek, işin yarısını halletmek demektir. Ama bunun için de tabi önce kendi kişiliğinizi, yönelimlerinizi ve
ihtiyaçlarınızı belirlemeniz gerekir. Yani kendinizi tanımanız lazımdır önce. İkili ilişkilerde, aile hayatında sizin için önemli olan nedir? Huzur mu, paylaşım mı, destek mi, heyecan mı, ya da güven mi? Vazgeçemeyeceğiniz öncelikler hangileridir, kesinlikle kabul etmeyeceğiniz şeyler nelerdir? Bunların adını doğru koymanız gerekir. En az on cümleyle ihtiyaçlarınızı, beklentilerinizi, şartlarınızı sıralayın elinizde ve aklınızda bulunsun.
arkadaşlar benimde 6 aylık beraberliğim var. kız arkadaşımın babası doğulu olmamdan dolayı daha görmeden olmaz dedi. ne yapmam gerekir bir akıl verin lütfen
1- Kız kaçırmak asla caiz değildir ve yapıldığı takdirde haram işlenmiş olur.
2- Aleykum selam. Eğer evlenmek istiyorsanız sabırlı olacaksınız. Babasından istemek için başka yolları denemelisin elbette bir yol bulunabilir.
iraz bahsedeyim size şişireyim biraz kafanızı şimdiden affola 😀27 yaşında ortalama nın biraz üstünde bir hayatım war çok şükürki hem annem hem babam dağ gibi arkamda bunun için ne kadar şükretsem Allahıma azdır zaten hayatım onlara mutlu gözükmeye çalışmakla geçiyor çünkü gerçekler çok ağır ben yandım zaten bari onlar üzülmesin niyemi onuda anlatayım size her şey 4 yıl önce tanıdığım bir güzelle başladı ilk görüşte aşka inanırmısın diye sorarlar ya hani ben inanırım arkadaş hemde her şeyden daha çok inanırım öyle sewdimki onu kılına zarar gelmesin diye ömrümün yarısını weririm gözünden bir damla yaş dökülse boğulurum o damlada ben nefesim kesilir boğazım düğümlenir dünyam yıkılır işte öyle sewdim ayrılmışız gibi anlatıyorum hiç alakası yok hala beraberiz yanlış olmasın 😀bu 4 yıllık beraberliğimizin ardından yaklaşık 2 hafta kadar önce aramızda konuşup ailemize ewlenmek istediğimizi söyleme kararı aldık benimkiler zaten biliyolardıda gerçi herneyse kızın ailesi bilmiyordu başta sıkıntı yapacaklarını tahmin ediyoduk ama bukadarını hiç beklemiyordum doğrusu işin trajik olan kısmıda ne biliyormusunuz dostlar müstakbel kayınbabamın beni istememe senebi meslektaş olmamız ne alaka diceksiniz hemen anlatayım 6 7 sene öncesine kadar memleketin en zenginlerinden olan adamcagız benim sektörüme el atmasıyla kısa sürede trilyonlarını batırmış 😔 tabi bu acı tecrübeyle o kadar canı yanmışki benim işi duyunca şarteller inmiş aşşağıya 😬😬😬 iki haftadır benim gözümden sakındığım aşkıma o kadar çok baskı yapıyolarki kızda psikoloji diye bir şey kalmadı ağlanacak yerde gülüyo gülünecek yerde ağlıyo şuan😔 we benim elimden hiçbir şey gelmiyor 😬😬😬 deliriyorum hırsımdan çok kızıyorum adama ama ne yazıkki haksızda değil bazı konularda bende kocaman bir borç batağının içindeyim çekim ne zaman yazılacak diye bekler durumdayım hatta şuan o kadar içerdeyimki çalışmakla ödenmez bu borç bir ömür bitmez bu borç Allahım bana yardım etsin ne kadar zormuş insanın işinin batması bunu yaşamayan bilemez 27 yaşındaki bir adam 500 binlira borcu nasıl kadırır??? Kaldıramaz tabiki ezlir altında hemde öyle ezilirki kalbi bile tuzbuz olur işte benimde yaşadığım bu 😔 ben yanmışım zaten kararmış dünyam kendi karanlığıma o kızıda nasıl çekerim ona bunu nasıl yaparım kapısında doktoru mühendisi eksik olmayan yare haksızlık olmazmı bu benim aptallığımı neden o çekmek zorunda kalsınki ama benim tek ışığım o yaşam kaynağım o bırakamamki hatta yaşayamam ben onsuz kıyarım canıma yaparım bir delilik biliyorum ben kendimi bulamıyorum bir çıkış yolu offff Allahım ne olur yardım et sen bana işte böyle dostlar içim paramparça simsiyah zift gibi dayanamıyorum artık normal kafayla kaldırmıyo bünyem olanları bende huzuru zehirde arıyorum artık ne yapayım hergün biraz daha zehirliyorum bünyemi ancak öyle uyuyabiliyorum ancak öyle mutlu hayeller geliyor gözümün önüne sıyahtan başka renklerinde olduğunu şu hayatta ancak öyle anlıyabiliyorum Allahım sen beni affet sana isyan etmiyorum ama al şu canımıda kurtulayım bu zulümden kaldıramam ben başkasının yanında sewdiceğimi görmeye tutamaz benden başaka kimse onun elini bana bu imtihanı yaşatma Allahım ne olursun al şu canımı yarabi neolur al 😔😔😔😔😔😔😔
Sebep ise bu çocuk seni mutlu etmez bu çocukla mutlu olamazsın diye sanki haşa Allah’dan vahiy almış gibi konuşuyorlar.
Sevdiğim kişinin bir ayağı kısa benim ise iki ayağımda doğuştan sinir kaybı var sallantılı yürüyorum ama çok şükür hiç kimseye muhtaç değilim her işimi görüyorum aynı zamanda sevdiğim kişide böyle.
İkimizde bir daha konuşmama kararı aldık ama sadece 3 gün sürdü. İkimizde dindar aile çocuklarıyız konuşmamızın caiz olmadığını biliyoruz yanlış birşeyler yapmaktan da Allah’a sığınıyoruz lakin bu durumda ne yapacağız yardım edin farklı bir yol yorgam var ise yardımcı olun lütfen.
Hiç bir zaman olmadık şeylerden dolayı öncelik olarak Ailelerinizi üzmeyin elbette onlar sizler için iyi olanı isterler. Beraber kaçma mutlu olmanızın asla çıkar bir kapısı değildir. Aileleri bir araya getirmeye tatlı dillerle uğraş verin, inşAllah olay tatlıya bağlanır. Allah’a duada bulunun ve sabredin
kızın ailesi beni istemiyor, sevdiğim kızın ailesi beni istemiyor, ailenin sevdiğine vermesi için dua
Sevdiğim kızın ailesi beni istemiyor…
selamun aleyküm
sevgili dostlar sizinle bir şey paylaşmak istiyorum lütfen bu konuda fikirlerinize yönlendirmenize ihtiyacım var… Ben 27 yaşındayım sevdiğim kız ise 23 yaşında daha evlenmemiz için 2 senemiz var kız arkadaşım benim ailemle tanıştı, ama kız arkadaşım beni ailesine anlattığında istemediklerini ve hemen benden kurtulması gerektiğini söylediler. bizim 6 yıllık bir beraberliğimiz var beni istememelerinin nedeni 27 yaşında olmam ailemin açık olması didimde yaşıyor olmam ve bir yerlere gelememiş olmamdan haklı haksız bir çok sebeb ortaya koyuyorlar ben işletme mezunuyum ve Allah’a şükür paramı kazanabiliyorum. ama beni ve ailemi tanımak bile istemiyorlar hatta kıza onları bizim karşıma nasıl çıkaracaksın gibi önyargılarda bulunuyorlar cemaate gitmediğim için ailem dindar olmadığı için herşeye olumsuz bakıyorlar 5 vakit namaz kılmam yada iman’ım için birşeyler yapmam sanki onlar için hiçbirşey ifade etmiyor dedim ya önyargıyla bakıyorlar bir fırsat vermiyorlar ailemle yüzleşmek için yada tanımak için… çok sevdiğim bir insanı ve bunca sene emek verdiğimiz bu beraberliği evlenerek mutlu bir şekilde sürdürmek istiyoruz ama bu koşullarda ne yapabiliriz bilmiyoruz lütfen fikrinize yönlendirmenize ihtiyacım var yada yapabileceğim bir şey olurmu?
Cevap: Sevdiğim kızın ailesi beni istemiyor…