Sehiv Secdesi
Sehiv Secdesi kelime olarak sözlükte “namazın rükünlerinden biri” manasındaki “secde” kelimesiyle “yanılma, unutma, dalgınlık” gibi anlamlara gelen “sehv” kelimesinden oluşur. Terim olarak ise Sehiv secdesi (secdetü’s-sehv) namazdaki belirli eksiklik, fazlalık veya yanlışlıkları gidermek, telafi etmek amacıyla yapılan iki secdeyi belirtir. Sehiv secdesini hadislerde ve fıkıh eserlerinde “sücudü’s-sehv” veya “secdeta es-sehv” şekillerinde de geçer. Namazın gereklerini yerine getirme hususunda kişinin azami dikkat ve titizliği göstermesi ana unsur olmakla beraber Hazreti Peygamber, beşer olmanın doğal bir sonucu olarak namaz kılma esnasında meydana gelen bazı yanlışlıklar veya eksikliklerin sehiv secdesi yapılarak telafi edilebileceğini bildirmiştir. Ve Peygamber Efendimiz bu hususta ashabına örnek uygulamalar göstermiştir. Namazdaki bazı eylemlerin hükmünü belirten maddeler konusunda özellikle Hanefi mezhebindekilerle diğer üç mezhep arasında farklılık olmasının yanında bu eylemler ile ve sehiv secdesi ile ilgili kanıtların değerlendirilmesinde görüş farklılıkları bulunduğundan mezheplerin sehiv secdesini inceleme ve ele alışlarında farklılıklar vardır.

Mezheplere Göre Sehiv Secdesini Gerektiren Durumlar
Sehiv Secdesini derektiren durumları mezheplere göre şöylece özetleyebiriz:
1.Hanefi Mezhebine Göre Sehiv Secdesi
1.1.Rukünlerden birini tekrar etmek:
Birden fazla rükû, ikiden fazla secde yapmak gibi.
1.2. Rükünlerden birini öne almak veya geciktirmek.
Meselâ rükûda iken kıraat rüknü eda edilmeden rükûa varıldığı hatırlanırsa kıyama dönülüp kıraat tamamlandıktan sonra tekrar rükûa gidilir ve bu durumda sehiv secdesi yapılır. Ayrıca bir rükün eda edecek kadar bir süre tereddüt gösterme veya düşünme sebebiyle ara verme, yani sonraki rüknü bu kadar geciktirme sehiv secdesini gerektirir.
1.3. Kılınan rekat sayısında tereddüt yaşamak.
Zaman zaman bu durumla karşılaşan kimse ağır basan kanaatine (zann-ı galib) göre, böyle bir kanaat oluşmamışsa kesin olarak kıldığını bildiği en az miktarı esas alıp namazın geri kalan kısmını tamamlar ve her iki durumda da sehiv secdesi yapar.
Böyle bir durumla ilk defa veya çok nadir karşılaşan kimse ise namazını yeniden kılar.
Maliki ve Şafii mezhepleriyle Hanbelî mezhebinde bir görüşe göre konuyla ilgili hadis gereğince, “ilk defa meydana gelip gelmemesi ayırımı yapılmaksızın” kesin biçimde hatırladığı kısmı esas alıp eksik kısmı tamamlar ve ardından sehiv secdesi yapar(Buhari, Ṣalat, 31; Müslim, Mesacid, 89).
Hanbeli mezhebinde diğer bir görüşe göre imam olarak namaz kıldıran kimse zann-ı galibini (ağır basan kanaatine) esas alırken münferit namaz kılan kimse kesin bilgiye göre hareket etmek zorundadır.
1.4. Selam vermesi gerekirken yanılarak ayağa kalkmak
Namaz kılarken bu durumu fark eden kişi henüz secdeye varmamışsa hemen oturur ve selam verdikten sonra sehiv secdesi yapar, eğer kişi secdeye varmışsa o kıldığı rekatın arkasından bir rekat daha kıldıktan sonra sehiv secdesi yapar.
Böyle bir durum cemaatle namaz kılarken meydana gelirse cemaat imama uymaz ve imamla ayağa kalkmaz. İmam secdeye varmadan oturursa cemaatle birlikte selam verip sehiv secdesi yapar,imam secdeye varırsa cemaat imamı beklemeden selam verir, imam ise bir rekat daha namaz kılar.
1.5. Vacibi terketmek
Örneğin Fatiha suresi veya Fatiha’dan sonra zamm-ı sure (Kuran’ı Kerim’den bir miktar okuma) vecibesini yerine getirmemek, birinci ve ikinci oturuşlarda Ettahiyyatü duasını okumamak, rüku ve secdeyi kurala riayet etmeden yapmak sehiv secdesi yapmayı gerektirir.

2.Malikî Mezhebine Göre Sehiv Secdesi
2.1.Namazın müekked sünnetlerinden birini veya müekked olmayan sünnetlerden en az ikisini terk etmek
- Müekked sünnetler (Sünneti Müekkede) Fatiha suresinden sonra en az bir ayet okumak,
- Açık okunması gereken yerde açıktan,
- Gizli okunması gereken yerde gizli okumak,
- Rüku ve secdeye eğilip kalkarken alınan tekbirleri (intikal tekbirleri) söylemek,
- Rükudan kalkarken “semiallahü li-men hamideh” demek,
- Birinci ve ikinci oturuşlarda Ettahiyyatü duasını okumak ve her iki teşehhüd için oturmaktır.
2.2. Namazın mahiyetine dahil olsun olmasın namazı bozmayacak kadar az bir fiil ilave etmek.
Örneğin secde ve rükû gibi bir rüknü fazladan yapmak, rekat sayısına eklemede bulunmak, çok az bir şey yemek, çok az konuşmak gibi durumlarda sehiv secdesini yapmak gerekir.
2.3. Kaç rekat kıldığında tereddüt etmek
Maliki ve Şafii mezhepleriyle Hanbelî mezhebinde bir görüşe göre konuyla ilgili hadis gereğince, “ilk defa meydana gelip gelmemesi ayırımı yapılmaksızın” kesin biçimde hatırladığı kısmı esas alıp eksik kısmı tamamlar ve ardından sehiv secdesi yapar.
3.Şafii Mezhebine Göre Sehiv Secdesi
3.1.Namazın müekked sünnetlerinden birini terk etmek.
Müekked sünnetler;
- İlk oturuş,
- İlk oturuştaki Ettahiyyatü duasını tam okumak,
- Kunut yapmak (itaat etmek, huşu üzere bulunmak, ibadet yapmak, ayakta durmak),
- Kunut için ayakta durmak,
- Kunutun sonunda Hazreti Peygamber’e ve ailesine, teşehhüdden sonra Hazreti Peygamber’e salavat getirmektir.
3.2. Kaç rekat kıldığında tereddüt etmek
Maliki ve Şafii mezhepleriyle Hanbelî mezhebinde bir görüşe göre konuyla ilgili hadis gereğince, “ilk defa meydana gelip gelmemesi ayırımı yapılmaksızın” kesin biçimde hatırladığı kısmı esas alıp eksik kısmı tamamlar ve ardından sehiv secdesi yapar.
3.3. Kasten yapıldığında namazı bozan şeyi yanılarak yapmak
- Kısa rükünleri çok uzatmak,
- Çok az konuşmak,
- Çok az bir şey yemek,
- Bir rekat fazla kılmak gibi.
3.4. Sözlü bir rüknün yerini değiştirmek
- Fatiha Suresinin tamamını veya surenin bir kısmını teşehhüd oturuşunda tekrar etmek,
- Fatiha suresinden sonra Zamm-ı sure vecibesini kıyam dışında bir rükünde yerine getirmek gibi.
3.5. Kunut, teşehhüd gibi muayyen sünnetlerinden birini yapıp yapmadığında tereddüt etmek.

4.Hanbelî Mezhebine Göre Sehiv Secdesi
4.1. Namazda belirli hususların eksik kalması
4.2. Namazda belirli fazlalıkların bulunması.
4.3. Namazın gereği olan bazı fiillerin yapılıp yapılmadığında tereddüde düşülmesi.
Hanbeli mezhebinin sehiv secdesine yaklaşımı Şafii mezhebine oldukça yakındır.
Sehiv Secdesinin Hükmü Nedir?
Yukarıda belirtilen sebepler bulunduğunda sehiv secdesi yapılması Hanefi mezhebine göre vaciptir. Şafii ve Maliki mezheplerine göre sünnettir. Lakin bazı Malikiler namazdaki eksiklik hallerinde sehiv secdesi yapmanın vacip olduğu kanaatine varmaktadır. Hanbeli mezhebinde ise sehiv secdesinin vacip olduğu görüşü ağırlıklı olmakla birlikte sünnet ve bazı durumlarda mubah olduğu görüşleri de bulunmaktadır.
Hanefî mezhebinde, cuma ve bayram namazlarında cemaatin çok kalabalık olması ve sehiv secdesi yapmanın karışıklığa meydan verme ihtimalinin bulunması durumunda bu secdenin terkedilmesi câiz hatta evlâ görülmüştür. Bir namazda sehiv secdesini gerektiren durumlar birden fazla olursa hepsi için bir defa sehiv secdesi yapmak yeterlidir.
Sehiv Secdesinin Namazdaki Yeri
Hanefi mezhebine göre Sehiv secdesi selamdan sonra yapılırken, Şafii mezhebine göre selamdan önce yapılır. Maliki mezhebindekiler namazdaki bir eksiklik sebebiyle ise selamdan önce, namazdaki fazlalık sebebiyle ise selamdan sonra, hem eksiklik hem fazlalık sebebiyle ise sehiv secdesi selamdan önce yapılır. Hanbeli mezhebindekilere göre selamdan önce veya sonra yapılabilir.

Hanefi Mezhebine Göre Sehiv Secdesinin Yapılışı
Namazın sonundaki oturuşta Ettahiyyatü ve Allahümme Salli-Allahümme Barik duaları okunduktan sonra iki tarafa selam verilir, sonra arka arkaya peşi sıra bilinen şekliyle iki defa secde yapılır, oturulup Ettahiyyatü duası okunur, ardından iki tarafa selam verilerek namazdan çıkılır.
Sağ tarafa selam verildikten sonra hemen sehiv secdesinin yapılması ve Allahümme Salli-Allahümme Barik dualarının sehiv secdesinden sonraki oturuşta okunması yönünde de görüşler vardır. Ancak bu ikinci uygulama özellikle cemaatle kılınan namazda imam için daha uygun bulunmuştur.
Cemaatle kılınan namazda imam sehiv secdesini gerektiren bir yanlışlık yaparsa onunla birlikte cemaat de bu secdeleri yapar. İmama uyanın yaptığı yanlışlıklardan dolayı sehiv secdesi gerekmez. Birinci rekattan sonra imam efemdiye uyan kimse mesbuk hangi rekata yetişmiş olursa olsun imamla birlikte sehiv secdesini yapar.
İmamın sehiv secdesini gerektirecek yanlışı yaptığı sırada mesbukun ona uymuş olup olmaması önemli değildir. Eğer mesbuk kaçırdığı rekatları tek başına kılarken sehiv secdesini gerektiren bir yanlışlık yaparsa mesbukun ayrıca bu secdeleri yerine getirmesi gerekir.
Selam ve dua ile sevgili dostlar…
Çok emek verilmiş yazılar bunlar.
Teşekkür ederim. İnsanlara faydalı olabiliyorsak ne mutlu bize.