Bütün alimler, namazın akıllı, bulûğ çağına girmiş hayız ve nifastan temizlenmiş, deli olmayan, baygın bulunmayan her Müslümana farz olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.
Namaz bedenî bir ibadet olup asla vekâlet ve niyabeti kabul etmez. Bir kimsenin başkası yerine namaz kılması sahih olmaz. Bunun gibi, bir kimsenin başka bir kimse adına oruç tutması da sahih değildir.
Bütün alimler, namazın farz olduğunu inkâr eden kimsenin kâfir ve murted olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.
Çünkü namazın farz oluşu Kur’an, sünnet ve icmadan kesin deliller ile sabittir.
Tembellik ve umursamazlık sebebiyle Namazı kılmayan kimse günahkârdır, fasıktır. Ancak böyle bir kimse eğer yeni Müslüman olan biri ise yahut kendisine namazın farz olduğunun tebliğ edileceği bir müddet boyunca, Müslümanlar arasında bulunmamışsa namaz kılmadığından ötürü fasık olmaz, çünkü sorumluluk yoktur.
Namazı kılmamak hem dünya, hem de ahirette azaba uğramayı gerektiricidir.
Ahiretteki, azabla ilgili Allah tealâ şöyle buyuruyor:
“Mucrimlere soracaklar ki, sizi cehenneme koyan şey nedir? “Namaz kılanlardan değil idik” diyecekler.” (Muddesir, 43),
“Namaz kılıp da namazlarından gafil olanlara azap vardır.” (Mâûn, 4),
“Onlardan sonra Öyle bir nesil geldi ki, Namazı kılmadılar ve şehvetlerine uydular.”, “Onlar yakında gayya kuyusuna gireceklerdir.” (Meryem, 59)
Hz. Peygamber (s.a.v.) de şöyle buyuruyor:
“Bilerek Namazı Terk eden kişiden, Allah ve Rasulunun zimmeti uzaktır.”
(Ahmed b. Hanbel, IV, 238, VI, 461 isnadı ile Mekhul’den rivayet etmiştir)
Namaz kılmamanın dünyadaki cezasına gelince:
Tembelliğinden veya umursamazlığından dolayı kılmayanlar hakkında fakihlerin farklı görüşleri vardır.
Hanefî’lere göre: (ed-Durru’l-Muhtâr, I, 326, Merakil-Felah, 60)
Tembellik sebebiyle namazım kılmayan kişi fasık olup, böyle bir kişi haps edilir ve Namazıkılıp tevbe edinceye kadar vücudundan kan akacak şekilde dövülür. Ya tevbe edip namazını kılar yahut hapishanede ölür.
Ramadan orucunu Terk eden kimse de bunun gibidir. Namaz ile orucun farz olduğunu inkâr etmedikçe yahut bunlardan birini hafife almadıkça, meselâ, Ramadan’da herhangi bir özür olmaksızın oruç tutmamak gibi bir suç işlemedikçe öldürülmez.
Bunun dayandığı delil Hz. Peygamber (s.a.v.)’in şu hadisidir:
“Müslüman bir kimsenin kanı ancak üç şey sebebiyle helâl olur: Zina eden dul, cana karşı can, dinini Terk edip cemaatten ayrılan kişi (murted).”
(Buhari ve Muslim)
Hanefîler buna şu hususu da ilâve etmişlerdir:
Namaz kılan kimsenin Müslüman olduğuna ancak dört şart ile hüküm verilebilir:
Namazı vakti içinde kılmak, cemaatle kılmak, yahut vakit içinde ezan okumak, yahut bir secde ayeti okununca bunu duyduğu zaman tilâvet secdesi etmek. Zâhiru’r-rivaye’ye göre, oruç tutup hacca giden yahut zekât veren bir kâfirin Müslüman olduğuna hüküm verilmez
Hanefîler dışındaki diğer imamlara göre: (el-Kavânînu’l-Fıkkıyye, 42; Bidâyetu’l-Muctehid, I, 87; eş-Şerhu’s-Sağîr, I, 238; Muğni’l-Muhtâc I, 327 vd.; el-Muhezzeb, I, 51; Keşşâful-Kınâ’, I, 263; el-Muğni, II, 442)
Bir vakit de olsa, özürsüz olarak Namazı Terk eden kimse murted de olduğu gibi, üç gün tevbeye çağrılır, (Şafiîlerle Cumhura göre, tevbeye çağırmak burada menduplur. Fakat, murtedi tevbeye çağırmak vacibtir. Çünkü murtedligin cezası cehennem ateşinde ebedî olarak kalmaktır. Dolayısıyla murtedi önce cehennem ateşinden kurtarmak vacibtir. Fakat tembellikten ölürüNamazı kılmamak böyle değildir. Böyle bir kimse kâfir olmaz.) tevbe etmezse öldürülür.
Malikî ve Şafiîlere göre, ceza olarak (hadden) öldürülür, kâfir olduğu için öldürülmez. Yani bu kişinin kâfir olduğu ile hüküm verilmez. Ancak zina, iftira, hırsızlık ve benzeri suçlardan dolayı cezalandırıldığı gibi ceza olarak öldürülür. Böyle bir kimse öldürüldükten sonra yıkanıp cenaze Namazı kılınır. Müslümanların kabristanına defnedilir.
Tacuddîn es-Subkî (ö.77l/l370)’nin ifadesine göre, Namazı Terk edenin kâfir olacağını savunan Ahmed İbn’u Hanbel (r.aleyh) ile, karşı görüştekilerden eş-Şafiî(r.aleyh) arasında şöyle bir diyalog geçmiştir:
-Ahmed, sen, “Namaz kılmayan kâfir olur”, mu diyorsun?
-Evet.
-Eğer kâfir olursa ne ile tekrar müslüman olur?
-Lâ ilâhe illAllah Muhammedu’r Rasulullah, diyerek.
-Adam bu sözü söylemeye zâten devam ediyor, onu bırakmış değil ki..
-Namaz kılarak müslüman olur
-Kâfirin Namazı geçerli olmaz. Böyle bir namaz ile de o kimsenin müslüman olduğuna hükmedilemez.
Ahmed b. Hanbel bu noktada söyleyecek söz bulamaz.
(Tacuddin es-Subkî, Tabakâtu’ş-Şâfiiyyeti’l-Kubrâ, I, 220)
es-Subkî şöyle demektedir:
“Bu diyaloğu mezhebimiz (şafiî mezhebi) âlimlerinden el-Hasan b. Ammâr anlatmıştır. Bu zât, Fahr’ul İslam eş-Şâşî’nin öğrencilerinden olan Musul’lu bir adamdır.”
(Tacuddin es-Subkî, Tabakâtu’ş-Şâfiiyyeti’l-Kubrâ, I, 220)
el-Cassas (ö.370/980) da, Namazı Terk etmenin küfür sebebi olduğu konusunda delil olarak gösterilen, “Haram aylar çıkınca muşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, hapsedin. Onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder,Namazı kılar ve zekatı verirlerse, siz de onların yollarını boşaltın“, (Tevbe 5) ayetini yukarıdaki bakış açısı ile değerlendirmekte ve şöyle demektedir:
“Mâlumdur ki, ayette geçen `Muşrikleri öldürün‘ emrinin ortadan kalkması için kaçınılmaz şart, şirkten tevbe etmektir. Allah’ın namaz kılmak ve zekat vermek konusundaki emrini kabul etseler de o sırada namaz vaktinde bulunmasalar, müslüman olacakları ve kanlarının haram olacağı konusunda ihtilâf yoktur. Buradan anlıyoruz ki öldürülmekten kurtulmalarının şartı Allah’ın emirlerini kabul edip, onların bağlayıcılığını itiraf etmektir, fiilen namaz kılmak değildir. Bu konuda ayette sözü geçen zekât da namaz gibidir. Çünkü, malın üzerinden bir yıl geçmedikçe, yalnızca müslüman olmakla zekât vermek gerekmez. Şu halde, öldürülmeleri emrinin ortadan kalkması için zekât vermelerinin şart olması da makbul değildir”
(el-Cassas, Ebûbekir Ahmed b. Ali, Ahkâmu’l – Kur’an, IV, 270)
Görülüyor ki, Tevbe, 5 ayeti, Namazı Terk edenin kâfir olacağı konusunda delil olmaktan uzaktır.
Namazı Terk edenin kâfir olacağını ifâde eden hadislere gelince, İslam ulemâsının çoğunluğu bunlarda söz konusu edilen kufru, “kufrân-ı nîmet” (nîmetin görmezlikten gelinmesi) (İbnu Ruşd, el-Mukaddemât, I, 65) ; “Namazı, farz olduğunu inkâr ederek Terk etmek” (el-Cassas, Ebûbekir Ahmed b. Ali, Ahkâmu’l – Kur’an, IV, 270) şeklinde yorumlamakta ya da; tehdit ve sakındırma amacına yönelik olduklarını, “namazı ihmal etmek, kişiyi kufre götürecek davranışlara sürükleyebilir” anlamını taşıdıklarını söylemektedirler.
(es-Suyûtî, Celâluddîn, Şerhu Suneni’n-Nesâî, (en-Nesâî’nin es-Sunen’i ile bir arada) I, 232; Ahmed Abdurrrahman el-Bennâ, Bulûğu’l-Emânî Şerhu’l Fethu’r Rabbânî, II, 80)
Belirtmek gerekir ki “Onlarla bizim aramızdaki ahid namazdır. Kim onu Terk ederse kafir olmuştur,” hadisinin zahirî anlamını esas kabul etmek mümkün değildir. Zira hadisin başındaki “onlar” kelimesi ile munafıklar kast edilmektedir. Buna göre hadisin anlamı `İslami hükümlerin onlara uygulanması konusunda temel kriter, namaza gelmeleri ve zahiri hükümlere boyun eğmeleri konusunda müslümanlara benzetilmeleridir. NamazıTerk ettikleri zaman bu nitelikleri yok olacağı için diğer kafirler gibi olurlar’ demek olur.
(Ahmed Abdurrahman el-Bennâ, Bulûğu’l-Emânî Şerhu’l Fethu’r Rabbânî, II, 80; et-Tîbî, Huseyin b. Muhammed b. Abdullah, Mişkâtu’l-Mesâbîh- el-Kâşif an Hakâiki’s-Sunen, II, 155)
Kısaca hadisin konusu mu’minler değil, munafıklardır. Zaten kafir olan munafıklar için kufre girmek değil, olsa olsa küfürlerinin açığa çıkması söz konusudur. Şu halde bu hadis,Namazı Terk edenin kâfir olacağı ve öldürüleceği konusunda delil olmaz:
Diğer hadislerin ise yukarıda belirttiğimiz biçimlerde yorumlanmasını zorunlu kılan gerekçelere sahib bulunmaktayız.
Malikîlerin namaz kılmayanın tekfir edilmemesinde dayandıkları delil, Allah tealânın:
“Allah kendisine eş koşulmasını bağışlamaz, kendisine eş koşma dışındaki suçlan diledikleri hakkında bağışlar.” (Nisa, 116)
Bu konuda bir çok hadis de vardır. Bu hadislerden biri Ubade b. Sâmit hadisidir.
“Beş vakit Namazı Allah tealâ kullar üzerine farz kılmıştır. Bunları yerine getirip hiç birini kaçırmayan, bu namazların hakkını hafife almayan kimseyi Allah tealâ cennete koymaya söz vermiştir. Fakat bu namazları yerine getirmeyenler hakkında böyle bir sözü yoktur. Dilerse azab eder, dilerse bağışlar.”
(Ahmed; Ebu Dâvud, Vitir, 2, Salât, 9; Neseî, Salat, 6; Darimi, Salat , 208, Muvatta, Salatu’l Leyl, 14 ve İbn Mace, İkâmetu’s-Salât, 194 rivayet etmişlerdir. Neylu’l-Eviâr, I, 294)
Bu hadislerden biri de Ebu Hurayra (r.anh) hadisidir:
“Kulların kıyamet günü ilk hesaba çekilecekleri amel namazdır. Rabbimiz, meleklere şöyle buyuracaktır: `Kulumun namazlarına bakın, onları tam mı kılmış, eksik mi bırakmış?‘
Eğer namazları tam ise, tam olarak yazılır. Eğer eksiği varsa Allah tealâ şöyle buyuracak: `Bakın kulumun nafile Namazı var mı?‘
Eğer nafile Namazı varsa Allah: `Kulumun farz namazlarını, nafile namazlarıyla tamamlayın‘
buyuracak, sonra diğer farz ibadetleri de aynı işleme tâbi tutulacaktır.“
(Tirmizî, Salât, 188; Ebû Dâvûd, Salât, 145 – 149; Nesaî, Salât, 9, Tahrîm, 2; İbn Mâce, İkame, 202; Bu hadisi beş imam rivayet etmiştir. Bu iki hadis konusunda başka hadisler de vardır. Neylu’l-Evtâr, I, 295 vd)
Bir kimse namaz kılmamakla kâfir olmaz. Çünkü kâfir olmak inanmamakla olur. Bu kişinin inancı ise sağlamdır. Eğer namazın farz olduğunu inkâr ederek kılmazsa kâfir olur. Bu alimler, Hanbelilerin delil olarak ileri sürdükleri hadisleri Namazı Terk etmeyi, helâl kabul eden yahut kâfirlerin mutahak oldukları cezaya (ki, bu da öldürülmektir) çarptırılmayı hak eden manasına tevil etmişlerdir.
İmam Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: (el-Muğnî, 442–447)
Namaz kılmayan kâfir olduğu için öldürülür. Çünkü Allah tealâ şöyle buyuruyor:
“Haram aylar çıktığı zaman muşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp esir edin, bütün gözetleme yerlerinde onların yollarını kesin. Eğer tevbe edip Namazıkılar, zekâtı verirlerse onları serbest bırakın. Şüphesiz Allah Gafurdur, Rahimdir.” (Tevbe, 5)
Bu ayete göre, Namazı kılmayan serbest bırakılma şartını yerine getirmemiş olur. Dolayısıyla öldürülmesi mubah olarak kalır, namazını kılmayan kimse bu sebeple serbest bırakılmaz.
Hz. Peygamber (a.s.) de şöyle buyuruyor:
“Kişi ile küfür arasındaki fark Namazı Terk etmektir.”
(Buharî, Neseî, Kutub-i sitte sahibleri ve İmam Ahmed rivayet etmiştir. Neylul’l-Evtâr, I, 291.)Bu hadis, Namazı kılmamanın küfrü gerektiren hususlardan olduğuna delil teşkil etmektedir.
Yukarıdaki hadisin bir benzeri de Bureyde hadisidir:
“Bizim ile sizin aranızdaki ahid namazdır. Namazı kılmayan kâfir olur.”
(Bu hadisi beş imam ile İbni Hibban, Hakim rivayet etmiş olup Neseî ile Irakî sahih demişlerdir. Bu konuda başka hadisler de vardır. Neylu’l-Evtâr, I, 293vd)
Bu hadis de namaz kılmayanın kâfir olduğuna delâlet eder.
bu görüşü tercih ederek şöyle demiştir: İmam Şevkânî
Gerçek olan, namaz kılmayanın kâfir olduğudur. Namaz kılmayan kâfir olduğu için öldürülür. Fakat, bazı küfür çeşitleri bağışlanmaya ve şefaata hak kazanmaya mani değildir.

Ben (Prof.) ise . Vehbe Zuhayli birinci görüşe meylediyorum. O da namaz kılmayanın kâfir olmadığına hükmetmektir
Çünkü, kelime-i şehadet getirdikten sonra bir Müslümanın cehennemde ebedî olarak kalmayacağına dair kesin deliller vardır.
Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyuruyor:
“.”Lâ ilahe illAllah” deyip Allah’tan başka tapılardan inkar edenin malı ve kanı korunmuştur; dökülmesi, alınması haramdır. Bu kimsenin hesabı Allah’a aittir
(Muslim ; Eşcai yolu ile tahric etmiştir. Camiu’l-Usul, I, 161 )
Başka bir hadis-i şerifte de şöyle buyurulmuştur;
“.” Lâ ilahe illAllah” deyip kalbinde bir arpa ağırlığı kadar hayır bulunan kimse cehennem ateşinden çıkacaktır. Yine kalbinde buğday tanesi kadar hayır bulunduğu hâlde “Lâ ilahe illAllah” diyen kimse cehennem ateşinden çıkacaktır. “Lâ ilahe illAllah” diyen ve kalbinde zerre kadar hayır bulunan kimse de cehennem ateşinden çıkacaktır
(Buhari ; Enes (r.anh)ten rivayet edilmiştir)
Hanefîler dışındaki cumhura göre öldürülme şekli eğer tevbe etmezse kılıçla boynunu vurmaktır.
(Prof. Vehbe Zuhayli; İslam Fıkhı Ansiklopedisi, C.1 , S.387-390)Ahmed b. Hanbel ile eş-Şâfiî ve Malik b. Enes, Namazı kasten Terk edenin itikadi durumu hakkında farklı görüşlere sahib iseler de, böyle bir kimseye ölüm cezası uygulanacağı görüşünde birleşmektedirler. Ancak Ahmed b. Hanbel’e göre cezanın gerekçesi irtidat/dinden dönme iken, eş-Şâfiî ve Malik b. Enes’e göre gerekçe Namazı kasten Terk etme suçudur. Şu halde eş-Şâfiî’ye göreNamazı Terk etmekle irtidat hariç ölümü gerektiren bir suç arasında fark yoktur. DolayısıylaNamazı Terk ettiği için öldürülen bir insan, İslamî hükümler gereğince yıkanır, kefenlenir, cenaze Namazı kılınır, müslüman mezarlığına gömülür ve varisleri ile arasında miras hükümleri uygulanır. eş-Şâfiî, Namazı kasten Terk eden kimseye uygulanacak prosedürü şöyle ifâde etmektedir:
“Müslüman olanlardan farz Namazı Terk eden kimseye “niçin namaz kılmıyorsun?” diye sorulur. Eğer sebeb olarak unutmaktan söz ederse, `Hatırladığın zaman kıl’ deriz. Eğer hastalıktan söz ederse, `İster ayakta, ister oturarak, ister yan yatarak, ister imâ ile; gücün nasıl yeterse öyle kıl’ deriz. Eğer, `Namaz kılmaya gücüm yetiyor, gerektiği gibi de kılabiliyorum(ama yine de kılmayacağım)’ derse ona; `Namaz, senin yerine başkasının yapamaycağı bir görevdir. Ancak senin eyleminle yerine gelir. Bu sebeple, kılarsan ne âlâ, kılmazsan tevbe etmeni isteriz. Tevbe etmezsen seni öldürürüz’ deriz.”
(eş-Şâfiî, el-Umm, II, 225) Mâlik b. Enes de, “Kim Allah’a inanır, peygamberleri tasdik eder ve namaz kılmazsa öldürülür,”
(el-Kurtubî, Muhammed b. Ahmed, el-Câmi’li Ahkâm’il-Kur’ân, VIII, 48) ifadesiyle, eş-Şâfiî ile aynı görüşe sahib olduğunu ortaya koymaktadır.
Ahmed b. Hanbel, namaz kılmamakta direnen kimseyi öldürmeden önce üç gün hapsetmeyi vâcib görürken, eş-Şâfiî bunun iyi bir şey olduğunu, ama şart olmadığını söylemektedir. (eş-Şâfiî, el-Umm, II, 226)İslâm Hukukunda had cezaları, bir takım suçlar karşılığında bizzat Allah ve Allah Rasûlu (s.a.v.) tarafından tesbit edilmiş cezâlardır. Ta’zîr cezâları ise, vahiy tarafından netlikle belirtilmeyen; hâkimin takdirine ve âlimlerin içtihadına bırakılmış olan cezâlardır.
Namaz kılmayanlarla ilgili, Allah ve Allah Rasûlunun (s.a.v.) telaffuz buyurduğu her hangi bir had cezâsı söz konusu değildir. Şubhesiz, âyet ve hadislerde namaza çok büyük emir ve teşvik vardır. Dünya saadetinin de, âhiret saadetinin de zembereğinin namaz olduğu söylenmiştir. Namaz kılmamanın sonucunun da tehlikeli olacağı konusunda ciddî uyarılar mevcuttur.
Nitekim, Burayde’nin (r.anh) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerifte Allah Rasûlu (s.a.v.) namaz kılmamakla ilgili şöyle buyurmuştur:
“Kâfirlerle aramızı ayıran fark, kılmayı taahhud ettiğimiz namazdır. Kim Namazı Terkederse, kâfir olur” (Nesâî, Salât, 8)
Bu hadîs-i şerîfte yer alan hükmü ile; doğrudan namaz kılmayanın mı kast edildiği, Namazıönemsemeyenin mi kastedildiği, Namazı inkâr ederek Terk edenin mi anlatılmak istendiği konusu âlimler arasında tartışılmıştır. kâfir olur.
Hâfız, derken de, . Namazı önemsememek küfür sebebi olur. Nihâyet namazı “inkâr” ederek Terk edenin kâfir olacağı hükmü yer almıştır
Bu hadisin zâhirine bakan İmam , Ahmed bin Hanbel namaz kılmayanın küfre girdiği görüşündedir.
Mâlikîler, Şâfiîler ve Hanefîler ise, “Ta’zîr cezâsı ise, yukarıda beyan ettiğimiz gibi, hâkimin ve ulu’l-emrin takdirine göre verilebilen bir cezâ türüdür. İnkâr” olmadıkça, namazkılmayanın küfrüne hükmetmemişler, ancak namaz kılmayanın hemen tevbe etmesini teklif etmişlerdir. Tevbe etmediği takdirde, her üç mezhebte de tevbe edene kadar ta’zir cezâsı gündeme getirilmiştir.
ayetler
Ebu Hüreyre hazretlerinden nakledilen İsra hadisesinin bir yerinde ise namaza karşı ağır davrananlar hakkında şöyle bir bahis geçmektedir: …sonra Nebi (s.a.v.) başları taşla ezilip kırılan bir topluluğun yanına uğrar. Bunların başları taşlarla ezilir, akabinde başları yeniden eski durumlarına getirilir ve işkence böyle sürer. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sorar: ‘Ey Cibril! Bunlar kimdir?’ Cebrail (a.s.) cevap verir: ‘Bunlar farz namazlarına karşı ağır davrananlardır.’ (Münzirî hadisin Hasen olduğunu kaydetmiştir. Ayrıca bu hadis Buharidede geçmektedir.)
Ey namazını kılmayan kişi! Bir düşün… Namazı vakti çıktıktan sonra kılan kişinin cezası böyle ise, acaba namazı hiç kılmayanın cezası nasıldır? Bu cezalar seni korkutmuyor mu? Yoksa ahiretin varlığından şüphen mi var? Ya da namazın İslam’ın bir farzı olduğundan mı habersizsin? Eğer namaz kılmamaya hemen tövbe edip namaza başlamazsan seni ahirette ne kurtarır? Bu azaplara nasıl dayanırsın? Gözünü aç ve seni bekleyen azabı gör; gör ve aklın varsa titre!..
Sonra onların arkasından namazı savsaklayan ve nefislerinin azgın arzularına uyan bir nesil geldi Onlar ileride cehennemin en derin yerini boylayacaklar Meryem/59 (İbn’i Mesud Tefsirinde:Namazı büsbütün terk ettiler değil, vaktinde kılmadılar buyurulmuştur)
Kıldıkları namazın önemini kavramadan namaz kılanların vay haline Mâun/4-5 (Efendimiz SAV burada namazı vaktinde kılmayanların kastedildiğini bildirmiştir) Ayet Kime göre yok daha bunun gibi bir sürü aç iyice oku
namaz ile ilgili hadis
“Cennetin Anahtarı Namazdır.”
Oruç tutmayana da aynı ceza diyorlar , Adam cezadan korkup orucu tutuyorum der ve gizlice yer ve cezadan kurtulur bu orucun ne faydası var açıktan yedi öldür gizli yerse bişey yok , böyle şey olurmu ne saçma
Öte yandan bir kimse namaz kılmadığı için öldürülecekse, cinayet işleyene, ırza tecavüz edene, orman yakana, hırsıza yağmacıya talancıya ne ceza verilmeli ki adaletli olsun?
Dolayısıyla burada Hüküm(!) diye sıralanan zırvalar geçersizdir,yalandır,aslı esası yoktur…
Zaten bu gibi yalanlar yüzünden İslama düşman kazandırıyor, dini tahkir ve tezyif ediyorsunuz. Allahu Ekber deyip masum insanların kafasını kesen selefi kafirlerle aynı kulvara düşüyorsunuz…
Siz kendini müçtehit zanneden ve sadece bir meal okumakla alim olduğunu zanneden zavallı kardeşler….
siz o imamların tırnağı olamazsınız
–MUHAKKAKKİ ALLAH U TEALA VAAD EDEN SÖZÜ YERİNE GETİRECEK–
söz konusu namaz olunca maalesef herkes kendince gerekçeler bularak yorum yapmaktadır,oysa yaşamış olduğumuz zaman diliminde herşey o kadar açık,ki neden başkasının kılmadığı namaz için antipati toplayayım müslümanın en güzel tebliği bizzat yaşantısıdır namazda açıkça yapılan bir ibadettir isteyen istediği yerden bakabilir,ama sorarsan herkes cennet yolcusudur kimse kendine ateşi konduramaz,herkes dilediği gibi yaşayabilir ama kendi nefsi ona nereye gideceğini zaten söyler,
vesselam
Namaz kılanlar, ahirette amellerin teraziye konulacağını ve sevabının hafif gelerek cehenneme gidebeleceğini düşünerek ibadetlerini yapar. Kılmayanda bunu göze almış ve cehenneme gitmekten korkmuyor demektir. Yani ibadetler kişinin vijdanında kabul ederek, kendi isteğiyle, aşkla, şevk ile yapılması gerekir.
(kazimtu)
Diyen kişi, cehennem ve azap korkusuyla müslüman oluyorsun da neden namaz kılmayasın.
Yukarıda geçen mezheplere ait görüşler ise mezhep alimleri tarafından ileri sürülmüş olan fikirlerdir. Hiç bir alim/fakih Kur’an’ı Kerim de yada sahih hadislerde (ki hadisler aslında ayetlerin açıklamalarıdır) verilmeyen ölüm cezası gibi bir cezayı namaz kılmayanlar için kıyas yoluyla çıkaramaz. Eğer böyle bir hüküm olsaydı bu Kur’an ayetlerinde açıkça ifade edilirdi ve Peygamber (as.) bunu uygulamış olurdu. Mesela haksız yere kasten bir kimseyi öldürmenin cezası İslam’da ölümdür. Bu ceza hem Bakara Suresinde açıkça ifade edilmiştir, hem de Peygamber (as.) bunu uygulamıştır. Ancak bırakın katli, namaz kılmayanlara yönelik Allah Rasulü’nün bir ceza bile verdiğine dair bir rivayet yoktur. Yukarıda öne sürülen görüşler kimden gelmiş olursa olsun açıkça hatalıdır ve uygulanamaz. Bu meşhur mezhep imamlarının bilgi ve takvalarına saygı göstermekle beraber zaman zaman bu ve benzeri başka konularda hatalı hükümlere vardıklarını kabul etmek zorundayız. Zaten yukarıda da anlatılan rivayetler incelendiğinde her mezhebin farklı bir görüşü olduğu görülecektir. Bunun sebebi bu görüşlerin subjektif (kişiden kişiye değişebilen) akıl yürütmeden ibaret olmasıdır. Bu şekilde ilim sahibi herkes farklı bir görüş ileri sürebilir ancak bunların her hangi bir bağlayıcılığı yoktur. Doğru da olabilir yanlışta. Nesnel muhakeme ve akıl yürütme ile (kıyas) namaz kılmayanların öldürülmesine hükmetmek hatalı olduğu gibi bu görüşlere dayanarak böyle bir uygulamaya girişmekte tamamen yanlıştır ve dinin temel prensiplerine aykırıdır. Dini asıl kaynaklarından (Kur’an ve Hadis) değil de onlar hakkındaki yorumlardan öğrenirsek bizde öncekilerin yaptıkları hatalara düşeriz.
4 Hak Mezhep İmamının fetvaları hariçinde;
1 – Peygamberimiz (S.A.V.) tarafından yada 4 halife tarafından namaz kılmayan bir kişiye karşı uygulanmış herhangi bir cezanın rivayeti var mı? Var ise kaynağı ile belirtirseniz sevinirim. Yada bu dönemler içerisinde namaz kılmayan hiç kimse yok muydu?
2 – Namaz kılmayanın cezası şudur diye Peygamberimizin (S.A.V.) bir hadisi varmı?
(Lütfen açıkça bir uygulama yoksa yada cezası şudur diye açıkça bir hadis yoksa yok deyin sadece. Varsa da hadisi yada rivayeti kaynağı ile yazın ve sorularımı lütfen başka taraflara çekmeyin. Sorum tam olarak sorduğum gibidir. Merak ettiğim için soruyorum.)
Senin istediğin şekilde cevap vermek zorunda değiliz. Sen o zaman 4 hak mezhebin ne olduğunu öncelikle öğrenmen gerekiyor ki bu fetvalar nasıl verilir onu anlamış olursun. Hak olan mezhepler delillerini kuranı kerimden, sünnetten yada alimlerin icma’sı ile ortaya koyarlar. Namaz kılmama cezası öyle hemen verilecek bir ceza değildir ve ancak bu devletin ile ve hakimin kararı ile verilebilir. Hakim bu cezayı farklı şekillerde de uygulama selahiyetine sahiptir. Bir noktayı adeta cımbızla tutmaya ve zorlamaya gerek yoktur. Sana yinede bu konuya delili olan iki hadis veriyoruz.
Hz. Peygamber (a.s.) de şöyle buyuruyor:
“Kişi ile küfür arasındaki fark Namazı Terk etmektir.”
(Buharî, Neseî, Kutub-i sitte sahibleri ve İmam Ahmed rivayet etmiştir. Neylul’l-Evtâr, I, 291.)Bu hadis, Namazı kılmamanın küfrü gerektiren hususlardan olduğuna delil teşkil etmektedir.
Yukarıdaki hadisin bir benzeri de Bureyde hadisidir:
“Bizim ile sizin aranızdaki ahid namazdır. Namazı kılmayan kâfir olur.”
(Bu hadisi beş imam ile İbni Hibban, Hakim rivayet etmiş olup Neseî ile Irakî sahih demişlerdir. Bu konuda başka hadisler de vardır. Neylu’l-Evtâr, I, 293vd)
Şimdi aklım başıma geldi, namazlarımı kaçırmadan kılıyorum, kaza namazları mı kılarak Allah’a tövbe ediyorum. Çevremde tebliğ yapmaya çalışıyorum, günahlardan kaçıyorum.
Allah tövbeleri, gerçekten pişman olunan şeyleri affetmez mi, belki beni Cennetine alacak. Eğer namaz kılmadığım vakitlerde öldürülseydim, belki sonsuz ateşlerde yanacaktım. Belki namaz kılmayan kişinin, gelecekte aklı başına gelecek, İslam adına büyük şeyler yapacak. Doğru düzgün din eğitimi almamış, şehvi his ve heva’nın yaygınlaştığı bu ahir zamanda buluğ çağına giren bir gencin nasıl olur da hemen(istisnalar vardır) aklının başına geleceği düşünülebilir. Öyle ise bunda toplumunda büyük bir vebali vardır.
Hem namaz kılmayan biri kılmayarak ölürse, belki sonsuz cehennemde yanacak. Öyle ise namaz kılmayanlar müslümanlıktan çıksın ve zaten o müslümanlık ana-babadan gördüğü müslümanlık olacağı için belki hiçbir zaman gerçek bir müslüman olmamıştır. Dinsiz olarak yaşasın sonra aklı başına gelsin, her şeye tövbe etsin, gerçek bir mümin olmaya çalışsın. Böylesi daha avantajlı değil mi, sonsuz cehennemden kurtulacak ve belki sonsuz Cenneti kazanacak.
Yanlış düşünüyorsam doğrusunu anlatın, Allah’a karşı gelmek istemem.
Arkadasim RESULALLAH A.S zamanindaki sahabeler sormasaydi mesep imamlari ve alimler bunlari toplamasaydi sünnet gunumuze nasıl gelecekti
Ayrica ihtilaf a düsemezlermi sonuçta bir resul yada nebi degiller alimler ama sana sünneti ogreten onlar ALLAH razı olsun onlardan
bir kuyuya atılacaktır, 80 yıl boyunca orda cayır cayır yanacaktır.
sizi uyarıyorum, geç olmadan namazınızı kılın , kaçırmayın.
Allah hepinizden razı olur inşAllah
“Onlardan sonra öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular. Onlar bu taşkınlıklarının cezasını yakında göreceklerdir. Fakat tövbe edip, iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır.” (Meryem, 19/59, 60).
“Vay o namaz kılanların haline ki, onlar kıldıkları namazdan habersizdirler.” (el-Mâûn, 107/4-5).
Namazsız bir hayat bir nefes düşünülemez.
Namaz insanın kanındadır.Herkes yaptığından sorumludur. Hiç kimse bir başkası için yanmaz….dünyadaki en akıllı insan günde 6 vakit namazı kılan insandır!!! Gerisi boştur….
namaz kılmamanın cezası, namaz kilmayanin cezasi, namaz ile ilgili hadisler
Namaz kılmamanın cezası ile ilgili hadisler ve ayetler
Namaz kılmamanın cezası ile ilgili hadisler ve ayetler nelerdir Namaz kılmamanın cezası hakkında hadis ve ayet arıyorum yardımcı olur musunuz ?
Cevap: Namaz kılmamanın cezası ile ilgili hadisler ve ayetler