Kul Hakkı İle İlgili Dini Kıssa – Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in Dilinden

Kul hakkı yani hak dediğimizde İslami kaynaklarda iki terim ortaya çıkıyor birisi Hukukullah dediğimiz Allah’ın hakları diğeri ise  kul hakkıdır.

Kul hakkı dediğimizde birisinin yöntemi ne olursa olsun haksız bir şekilde kendisine ait olmayan bir şeyi elde etmeye çalışmasıdır ki dinimizde bu önemli ve çok dikkat edilmesi gereken bit husustur.

Mesela hırsızlık yapmak, ölçü ve tartıda hile yapmak, emanete hıyanet etmek, kumar oynamak, tefecilik, zimmet ve irtikap, adam öldürmek,  iftira atmak, alay etmek, arkadan çekiştirmek, kötü lakap takmak, suizan etmek, kusur aramak, gıybet etmek gibi daha pek çok şey söyleyebiliriz.

Bir hadiste günahlar affedilebilecek , affedilemeyecek ve affedilmesi şarta bağlı olanlar şeklinde üçe ayrılmıştır. Bunlardan birincisi kulun Allah’a karşı işlemiş olduğu günahlar, diğeri inkarcılık ve şirk, sonuncusu ise kul hakkı olan günahlar olduğu beyan edilmiştir. (Müsned, VI, 240)

İşte bizler kul hakkı noktasında çok dikkatli olmalıyız zira Allah affeder diyemeyiz affı şarta bağlanmıştır. Yani kul hakkı varsa afvı o kişiye bakıyor ki tek yolu onunla  helâlleşmektir.

Kul Hakkı İle İlgili Bir Kıssa

Sahabelerden olan Hz. Enes (r.a.) rivayet ediyor ki; Resulüllah (s.a.v.) ile beraber bir arada bulunuyorduk. Bir ara azı dişleri görülecek kadar gülümsedi. Hikmetini sorduğumuzda şöyle dediler:

Ümmetimden 2 kişi Allah (c.c)’ ın huzuruna vardılar. Onlardan birisi dedi ki “Ya Rabbi, benim bu kişide kul hakkı var, hakkımı bundan al ve bana ver”

Bu sözler üzerine Allah Teâlâ diğerine o kulumun “Hakkını ver” buyurdu.

Adam ise “Ey Allah’ım. Bende sevap hanemde bir şey kalmadı” dedi.

Cenâb-ı Hakk kul hakkı talebinde bulunan kişiye  “Bu adamın sevabı kalmadı, ne dersin? “buyurdu.

Adamcağız o zaman “O halde benim günahlarımdan alsın” dedi.

Peygamber Efendimiz  (s.a.v.) bu hadiseyi anlatırken gözleri doldu ve dedi ki “O gün çok büyük bir gündür ve insan günahının alınmasını talep eder”

Adamın bu talebi üzerine Allah Teâlâ hak sahibi olan kişiye “Başını kaldır ve cennete bak”, buyurdu.

Adamcağız  dedi ki “Bu nasıl bir yer köşkler var ve bu köşkler inci ile işlenmiş, gümüşten ve altından yapılmış. Bu köşkler hangi peygamber, sıddık veya hangi şehitler içindir?”

Allah Teâlâ o zaman “Bütün bunlar, bana ücretini verenler içindir” buyurur.

Adamcağız “Bunların fiyatını kim ödeyebilir ki?” dedi.

Allah (c.c) “Eğer sen istersen bunlara sahip olabilirsin” buyurdu.

Adam ise “Bu nasıl olabilir ki Ya Rab?” deyince,  “Hakkın olanı bu adama bağışlamakla” buyurdu.

Adam “O zaman ben bunu affettim”, dedi.

O zaman Allah (c.c.) dedi ki “Arkadaşını da al ve beraberce cennete girin”

Bunu anlattıktan sonra Peygamber Efendimiz  (s.a.v.) dedi ki “Allah’tan korkunuz, Allah’tan korkunuz ve siz de kendi aranızı düzeltiniz. Bakınız ki bizzat Hazret-i Allah müminlerin arasını buluyor’

Evet kul hakkı he zaman böyle mi oluyor bilemeyiz belki de haklarında ısrar edipte günahlarımı alsın diye ısrar edenler olacaktır. Bize düşe burada iken kul hakları var ise bir yolunu bulup helalleşmek ve bu konuyu burada çözmektir vesselam.

Hazreti Hızır ile ilgili güzel bir kıssa için buraya tıklayınız.

Yorum yapın

meritking madridbet güncel giriş madridbet kingroyal giriş meritking giriş meritking yeni girişt madridbet yeni giriş