Erkeğin kadına karşı vazifelerini İslam kitabları uzun uzun yazmaktadır. Biz, buraya uygun, kısa ve faideli olduğunu görerek, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin (ölümü: 1195: Siirt, Tillo), Marifetname kitabında olanı aynen aşağıda bildiriyoruz:
Erkeğin hanımıyla görüşmesinde, otuz şeyi yapması lazımdır:
1- Ona karşı her zaman, güzel huylu olmalıdır.
2- Ona karşı her zaman, yumuşak davranmalıdır.
3- Eve gelince hanıma selam vermeli (yani selamün aleyküm demeli) ve nasılsın? diye hatırını sormalıdır.
7- Çocukları terbiyede; ona yardım etmelidir. Çünkü, bebek, anasına gece-gündüz ağlayıp, hiç rahat vermez. Onu insafsızca üzen bir alacaklıdır. O halde, ona imdat edene, Allahü teâlâ yardım eder.
8- Hanımına, memlekette adet olan elbisenin, çamaşırın en kıymetlisini giydermelidir. Ev içinde, her istediği güzel şeyleri giydirmelidir. Sokağa çıkarken, bunları da örtmeli, yabancıya göstermemelidir.
9- İyi şeyler yedirmelidir. Zengin ise, helal olan herşeyi almalıdır. Ona geniş, kullanışlı, sıhhi ve İslam hanımına yakışan elbise ve nefis ta’am te’min etmeyi, kendine borç bilmelidir.
Nafakasını sıkmamalı, israf da etmemelidir. Ailenin nafakasına verilen paranın sevabı, sadaka sevabından daha çoktur. Peygamberimiz “sallAllahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: Gaza için sarfedilen, köle azad etmek için, fakire sadaka vermek için ve evindekilerin nafakası için sarfedilen altınların en üstünü ve sevabı çok olanı, evin nafakasına verilen altının sevabıdır.
Hiç olmazsa haftada bir kere tatlı yedirmelidir. Yemeği yalnız yememelidir, çoluk – çocukla yemek sevabtır. En mühim şey, nafakayı, helalden kazanıp, helalden yedirmektir.
10- Hanımını hiç dövmemelidr. Dünya işlerindeki kusuru için, acı, sert söylememelidir. Kadınların kalbleri ince, nazik ve akılları farklı olduğundan, birbirlerine haset edenleri çoktur. Bu bakımdan, bilhassa yeni evliler, uyanık olmalı, ana, kızkardeş ve başka kadınların, hanımını çekiştirmelerine aldanmamalı, böyle şeyler söylemesine fırsat vermemelidir. Böyle sözlere uyarak, hanımsini incitmekten çok çekinmelidir.
Anası, kızkardeşleri için hanımının söylediklerine karşı da uynık olmalı. Anaya eziyyet olunmasına hiçbir suretle göz yummamalıdır. Anasına, kendisi, hanımı ve çocukları, herhalükârda saygı göstermelidir. Ana-babaya, kayınvalide ve kayınpedere hürmet, hizmet edilmesi birinci vazife olmalıdır. Büyüklerin rızasını, duasını almağa çalışmalı, hayır dualarını büyük kazanç bilmelidir.
11- Allahü teâlâ’nın emirlerini yapmak hususunda olan kusuru için, bir günden çok dargın durmamalıdır.
12- Hanımının huysuzluklarını, yumuşak karşılamalıdır. Çünkü, kadınlar, eğri kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Akılları ve dinleri erkeklerden azdır. Erkeğe emanet olunmuşlardır. Gülerek tatlılıkla geçinmek için alınmışlardır.
13- Hanımının ahlakında bir değişiklik görürse, kabahati kendinde bulup, ben iyi olsaydım, o da böyle olmazdı, diye düşünmelidir. Evliyadan birinin hanımı, huysuz idi. Buna hep sabreder, soranlara derdi ki, eğer onu başarsam, ona sabredemiyen biri alır da, ikisinin birden felakete düşmelerinden korkarım. Büyükler buyurmuş ki, bir kimse ailesinin huysuzluğuna sabrederse, altı şey ziyandan kurtulur: Çocuk dayaktan, tabak-bardak kırılmaktan, ahırdakiler dövülmekten, kedi sövülmekten, misafir gücendirilmekten, elbise yırtılmaktan kurtulur.
14- Hanımı kızınca, susmalıdır. Böylece kadın, pişman olup, özür dilemeğe başlar. Çünkü, o zayıftır. Susunca mağlup olur.
15- Hanımının iyiliği çoğalıp, her işi seve seve yapınca, ona dua etmeli ve Allahü teâlâ’ya şükür etmelidir. Çünkü uygun bir kadın büyük ni’mettir.
16- Hanımı ile öyle olmalıdır ki, kocam beni herkesten çok seviyor, bilsin!
17- Bakkal, kasap, çarşı, pazar işlerini asla ona bırakmamalı. Evin idaresinde, onun fikrini sormalı. Dışarıdaki büyük işleri söyleyerek, onu üzmemelidir.
18- Hanımının cahilce hareketleri için, daima uyanık bulunmalıdır. Çünkü Âdem babamız, ehli olan Havva anamızın daveti üzerine, yanlış iş işledi. Evde hakim, amir, erkek olmalıdır. Kadın değil.
19- Hanımının, günah olmayan kusurlarını görmezlikten gelmelidir. Günah iş ve sözden vazgeçmesini ve namaza, oruca ve gusül abdesti almağa devam etmesini tatlı ve yumuşak sözlerle nasihat etmelidir. Kıymetli elbise ve ziynet eşyası alacağını va’dederek ibadetleri yaptırmalı, günahlarını önlemelidir.
20- Hanımının ayıplarını, sırlarını, herkesten gizlemelidir.
21- Hanımına latife, şaka yapmalı ve kadının seviyesine inip onu hoşnud etmelidir. Nitekim, Allahü teâlâ’nın sevgilisi “sallAllahü aleyhi ve sellem”, ezvac-ı mutahharasına karşı, insanların en zarifi idi. Hatta bir kerre Âişe radiyAllahü anha ile yarış etti. Âişe validemiz geçti. Bir daha yarış ettiklerinde, Server-i alem (sallAllahu aleyhi ve sellem) geçti. Müslümanın ehli ile oynaması, boş ve günah değildir, sevaptır.
22- Hanımını cadde üstünde, parklara, oyun yerlerine, spor sahalarına, mekteplere karşı olan evlerde oturtmamak, yabancı erkekleri görmesine, onlarla konuşmasına sebep olmamaktır. Müslümanlar, ailesini, iyi havalarda, çayırlara, su kenarlarına, haram bulunmayan, kalabalık olmayan yerlere götürerek gezdirmeli, hava aldırmalıdır. Tatil günlerinde, kalabalık zamanlarda gezdirmemelidir.
23- Hanımını tahsile, vazifeye, fitneye sebep olan yerlere göndermemektir.
24- Hanımına Kur’an-ı kerim okumasını, farzlardan, haramlardan ona lazım olanları, öğretmelidir.
26- Hanım, yalnız evde, kocasına karşı süslenip, başka kimselere süslenmemelidir.
27- Hanımından izinsiz sefere, hatta nafile hacca gitmemelidir. Sefer, insanın adi yürüyüşü ile üç gün, üç gecelik yani 104 km.lik yoldur.
28- Hanımı namaz kılıyor ve erkeğine itaat ediyorsa, ondan başka evlenmemelidir. Zira hanımları arasında adalet ve eşitlik yapmıyanlar Cehenneme gideceklerdir. Peygamberimiz (sallAllahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “İki hanımı olup da, ikisine eşit bakmayan kimse, kıyamet günü, mahşer meydanına yarısı eğrilmiş olarak gelecektir.”
29- Hanıma, gamını, kederini, düşmanlarını, borçlarını söylememelidir.
30- Ona, yanında ve yanında olmadığı zamanlarda, hep hayır dua etmeli, fena dua etmemelidir. Çünkü, gece-gündüz onun için çalışmaktadır. Onun ekmekçisi, aşçısı, terzizi ve hamamcısı ve malının bekçisi ve yoldaşı ve munisi ve yarı ve nigarıdır. (Ma’rifetnamenin yazısı burada tamam oldu.)
İmam-ı Gazali buyuruyor ki, “Erkeğin vazifelerinden onikincisi, hanımını boşamamasıdır. Zira Allahü teâlâ, bütün mübahlar [yani izin verdiği şeyler] içinde yalnız, talak vermeyi [yani boşanmayı] sevmez, zaruret olmadıkça, birini incitmek caiz değildir.”
Dinini bilen ve seven erkekler, her hareketinde dine uyarak, hem kendilerine, hem de aile ve akrabasına ve bütün mahluklara hayırlı ve faideli olur. Bunun için, kızını seven ve onun dünyada ve ahirette mes’ud olmasını isteyen, kızını Müslüman ve salih kimselere vermelidir. Mal ve apartman ve mevki sahibi değil, din ve ahlak sahibi damat aramalıdır. Peygamberimiz buyurdu ki, “Bir kimse, kızını fasıka verirse, Allahü teâlâ’nın emanetine hiyanet etmiş olur. emanete hiyanet edenlerin gideceği yer, Cehennem’dir.” Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Kızını fasıka veren kimse, mel’undur.”
Fasık, kendini ve ailesini haramlara, günahlara sokan kimsedir.
Erzurumlu İbrahim Hakkı; Marifetname isimli kitabından alınmıştır.
cümleyi doğru yorumlayın tahsil veya vazife için fitneye sebep olan yerlere göndermememek diyor bence
okuma meselesine gelince kadınlar farzı ayn olan görevlerini yapmak için tabiki tahsil etmeliler, ama ne yazıkki herşeyin hayra kullanılabildiği gibi serre kullanılma ihtimalide var.ne yazıkki biz kadınlar yaratılış olarak bu konuda zayıfız.Çokta Allah rızası için tahsil yapılmıyor…bunuda yapabilen zaten Rabbim katında üstündür, kadın erkek farketmez.. erkeklerin zayıflığı cinsel iç güdüleridir, biz kadınlarında zayıflığı duygusal kırılgan ve haset edebilen yapıya sahip olmasıdır. yapabileceğimiz bir şey yok Rabbim kadın erkek herkese imtihanlarından en güzel şekilde geçmeyi nasib etsin. Büyük zaatların yaptığı gibi bizde “Rabbim biz imtihan ehli değiliz,(yani kadında olsa erkekde olsa zayıfız) sen bize imtihanla değilde lütfunla ver.O ne büyük lütufgardır”
vesselam…
Muhalefet olmayacak sekilde okursanız
Ne demek istediğini anlarsınız
Siz eğri kemikten yaratıldınız unutmayınız …!!!!
Eksik olmasa o yorumu yazmazsin
” Akılları ve dinleri erkeklerden azdır. ” DERKEN???????
Rabbim bu görevleri yapan kullardan eylesin
çok hoş olmayan bir yazı.kadını aşağılamışsınız resmen.kadının aklı her zaman vardır.
>Alıntıçok hoş olmayan bir yazı.kadını aşağılamışsınız resmen.kadının aklı her zaman vardır. < kadının ‘aklı azdır ve kadını tahsile gönderme’ ne kadar cahilce ve çirkin yazı……..
bu yazıda kadını aşağılayacak bir cümle göremedim
kendi kendinize kurgu yapmayın yazıyı dikkatli okuyun
Pardon hani bu yazı erkeklerin yapması gerekenleri içindi? Hanımı erkeği mi süslüyor?
Aşkıııım saçlarımı fönlesene…!
Akildan kasit ; kadinlarin kararlarinin cogu duygusal yondedir kalpleri neyi soylerse onu dile getiriler
fakat erkekte durum daha farklidir erkekler ise birseyin sonucunu dusunurler ve ona gore dile getiriler
Anlasilmayacak bir şey kalmadi herhalde
Erkek onun seviyesine inmeli fln. Böyle bişey yok, kadınlar naif yaratılmışlardır evet
ama kadını eksik, akılsız olarak tabir edemezsiniz. Sözde erkeğin kadın üzerindeki
haklarını anlatıyorsunuz bu ne biçim bir metin yahu …
İyi geçim ve hoş bir ahlak gereği olarak erkek evden çıktığı zaman eşine bildirmesi gerekir. Bu tür durumları izin ve şartlara bağlamak doğru ve hoş değildir. Eşler aralarında seviyeli, ahlaklı ve saygılı olurlarsa ancak o zaman bunlar sorun olmaktan çıkar ve bir erkek evinden çıkması gerektiğinde hanımına haber vermesi gerektiğini bilir.
ben günümüze bakıyorum da şu an çoğu erkek daha normal söylenen cümleyi anlamaktan aciz olduğu halde kendini profesör zannedip karşısındaki insanı aşağı küçük görüyor.
adam kendi abdest namaz etmeden oruç tutmadan elin karısına kızına ağzının suyunu akıta akıta bakarken önce açık saçık kız bulup güzel diye evleniyor sonra baskıyla “sözde” islami usuller gereği kadına kapan diye baskı yapıyor hatta dövüyor. kimse kusura bakmasın da islamı adam gibi yaşamayan erkekler kadınlara mümkünse fetva vermesin. arkadaş turizm sektöründe çalışmış kadın kız içki alem… ooohhhh sonra hafız bayanla evlendi.. (!) kadını evden dışarı çıkarmıyor ne o islam bunu emrediyor. senin layığın acaba o tertemiz dini bütün nur gibi kızcağız mıydı? islam sana o kırdığın cevizleri kırmamanı emretmiyor muydu… ne güzel herkes kafasına göre din uyduruyor. islam tek kuran tek.. ayrım yok. tek ayrım takva da…
kıza geldi mi otur evde çıkma dışarı bakma oraya bakma buraya… erkeğe geldimi çık oğlum gez eğlen oğlum aslan oğlum çapkın oğlum….erkeklere serbestlik vere vere iyice olayı abartıp zina gibi büyük bir günahı bile erkeğin elinin kiri yaptılar. Ve bu kiri senin benim onun bunu masum kızlarını kandırarak yapıyorlar. kızlarımız da saf ya evden dışarı çıkmadığından cahil kaldığından çabuk kandırılıyorlar. Memlekette namuslu kız kalmayacak yakında..
Allah’ın sanatla yarattığı insanları neden beyin olarak aptal ve akıllı diye ayırıyorsunuz. Sadece beden yapısı olarak ayrıyız. aptallıksa erkeklerde de var fazlasıyla zeki olmasıysa kadınlarda da var fazlasıyla.
evlilikte erkeğin de kadının da görevi; eşine, çocuğuna hem kendi hem eşinin ailesine karşı karşılıklı saygı ve sevgi, anlayış, kanaat ve helal kazanç…bunları başaran zaten mutlu evliliği yakalar.
“akılları ve dinleri erkeklerden azdır” cümlesinde kadına resmen hakaret etmişsiniz. Hz.Rabia-Meryem-Aişe-Hatice-Fatıma…. bunların dinleri ve akılları az mıydı? tam tersine günümüzde sen erkeksin yap bir şey olmaz diye diye erkeğe (içki,zina vs.) bütün günah kapıları açık bırakılırken ve koçum benim aferin yakışır sana gibisinden sözlerle bu marifet gibi algılanırken, sen kızsın otur oturduğun yerde mantığı varken acaba kimin dini daha az…? edebe uygun şekilde kızlara eğitim verildikten sonra neden kadınlar akılsız olsun. akıllı, zeki, ahlaklı, dini bütün nesiller akıllı dini bütün annelerin elinden çıkıyor.
Kadınları bu kadar da hafife almayın. Asıl kadınları her anlamda eğitin ki saçma sapan nesiller yetişmesin. namaz kılmayı bilmeyen kuranı bilmeyen bir anne ne kadar evladına faydalı olur. Bu sizin yazdıklarınız malesef günümüze hiç uymuyor. yanlış anlaşılmasın ben kadınlar açılsın saçılsın gezsin eğlensin demiyorum ama hele günümüzde namaz kılmayı bile bilmeyen oruç tutmayan nefsine hakim olamayan ve evleneceği kadında sadece güzellik arayan erkekler varken kızlar bari bir şekilde eğitimlerini alsın ki çocuklarını düzgün yetiştirsinler. çocuk yetiştirmek bir sanat çünkü..
Yıl 2017… kimse evliya hayatı yaşamıyor maalesef. (keşke yaşaşa) etrafınıza bir bakın.. bu nesilleri kurtaracak olanlar yine kadınlar ve erkekler. Sadece erkekler değil. Kaç tane 16-26 arası erkek namaz kılıyor. kaç tanesi oruç tutuyor. kaç tanesi anne baba ve eşe saygılı olması gerektiğini biliyor. çoğunun tek amacı cennet değil. son çıkan telefon, araba, ev, kariyer… Allah erkeklere de kadınlara da hidayet versin ki “akıllarını” dine hizmet için kullanabilsinler.
Fikirleriniz temel olarak doğru. Zaten Allah yaratılışa göre görevler yüklemiştir. Yoksa erkek ve kadın hak olarak eşittir. Kadının doğurması, çocuk yetiştirmesi faal hayata erkek kadar katılamamasına sebep olmaktadır. Bu kadının eksikliği değil doğası gereğidir. O’nun bu ulvi görevi yerine getirirken pek çok sosyal ve bilişsel faaliyetten uzak kalması erkeği üstün kılmaz. Maalesef bundan dolayı eşini aşağılayan pek çok erkekle karşılaştım.
Aynı şekilde eşinin cinsel zafiiyetini görmeyen kadınların kendi elleriyle eşlerini nasıl zinaya ittiklerini gördüm.
Evlilik sevgi ve anlayıştır. İşin içine GÖREV tanımlamasını soktuğunuz andan itibaren ticari (!) bir ortaklığa dönüşür ve artık sevgi saygı bitmiş ÇIKAR başlamıştır. Çıkarın olduğu yerde de ilelebet HUZUR olmaz.
Peki eşlerin birbirine karşı görevi yok mu? Elbette var ama bu “sen şunu yaparsan, ben de ancak bunu yaparım” tarzında bir görevlendirme değildir. Allah’ın Rasulü pek çok hadisinde gerek kadınlara gerek erkekler tavsiyelerde bulunmuştur. Tabii bu tavsiyeleri durup dururken söylememiştir. Hepsinin de bir sebebi var. Yani sahabe eşleri arasında problemler olmuş Allah’ın Rasulü de onlara tavsiyelerde bulunmuştur. Zaten problem olmayan evliliklerde bu tür GÖREV hatırlatmalarına gerek yoktur.
Dolayısıyla eşlerin birbirine İslami sitelerde görevlerini bulup bu hükümleri silah kullanmaları hayırlı bir sonuç doğurmaz. O’nun için ilk etapta sorunlar ailedeki bilge büyükler ile paylaşılır onlar tıpkı Hz. Peygamber gibi iki tarafı uzlaştıracak tavsiyelerde bulunur.
Kısacası evliliğin bir kuralı olacaksa o kural SEVGİ ve SAYGIDIR. bunun dışındakiler ise zaten kendiliğinden herkesin gücü oranında yerine gelir.
Selametle…
“Sizin hayırlınız; ehline karşı en hayırlı olanızdır. Ben ehlime karşı sizin en hayırlınızım.” (Tirmizî)
kocanın karısına karşı vazifeleri, kocanın karısına karşı görevleri, erkeğin kadına karşı görevleri
İslamda erkeğin karısına karşı görevleri
İslamda erkeğin karısına karşı görevleri
Arkadaşlar İslam dininde bir erkeğin karışına eşine karşı görevlerinin neler olduğu hakkında bana bilgiler verir misiniz ?
Cevap: İslamda erkeğin karısına karşı görevleri