Hazreti Ömer adaleti ile meşhur olmuş hayattayken cennetle müjdelenen 10 sahabeden biridir. Kureyş kabilesinin Benü Adiyy kolundan olup, nesebi büyük atası Ka’b İbn-i Lüeyde ile Peygamber Efendimizin temiz nesebleri ile birleşir.
Hazreti Ömer Peygamber Efendimizden 10 yaş küçüktür. Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa (sav) Müşrikler arasında bulunan güçlü kuvvetli ve halk arasında itibarlı iki Ömer’den birinin Müslüman olmasını diliyordu.
Bu arzusu için Allah’a dua etti. Allah’ım İslam’ı Ömer bin Hişam veya Ömer bin Hattap ile kuvvetlendirir. Bu iki Ömer’den birisi Ömer Bin Hişam yani Ebu Cehil idi. Diğer Ömer ise Ömer Bin Hattab yani adaleti ile meşhur olacak Hazreti Ömer idi.
Kur’an-ı Kerim’de Hz Ömer’in savunduğu fikirlerini doğrulayan ayetler vardır. Bu nedenle onun hakkında ileri geri konuşmak caiz değildir. Çünkü Allahüteala’nın cennetlik dediği ve görüşünü doğrulamak için ayet indirdiği kişi hakkında dedikodu yapmak bir Müslümana asla yakışmaz.
Hazreti Ömer fıkıh ilminde çok önemli bir yere sahiptir. Hukuk alanında karşılaştığı birçok soruna bulduğu çözümler ve uyguladığı yöntemler gerçekten takdir edilmesi gereken şeylerdir.
Hz Ömer Hadis rivayeti konusunda çok titiz davranmıştır. Hadis rivayet eden sahabelerden şahit istemiş onları sorgulamış ve şüpheye mahal vermeyecek şekilde 539 hadis kendisi rivayet etmiştir.
Hazreti Ömer’in Müslüman Oluşu
Hazreti Ömer cesareti ile Kureyş halkı arasında nam salmıştı. Ne söylediyse yapar ve kimse mani olamazdı. Kılıcını kuşanıp Rasulullah’ı öldürmek için yola çıktı. Bütün hiddetiyle yolda giderken yeni Müslüman olmuş Nuaym’a rastladı.
Nuaym “Ya Ömer Nereye gidiyorsun dedi.” Ömer Bin Hattap cevap verdi. “Kureyş’in arasına yeni din icat edip Ayrılık düşüren Muhammed’in vücudunu ortadan kaldırmaya gidiyorum” dedi.
Nuaym ona “Ya Ömer kız kardeşinle enişten de onun dinine girdi. Ondan haberin var mı? Sen önce onları o dinlen döndür” dedi. Hz Ömer daha da öfkelendi ve bir hiddetle kız kardeşi ve eniştesinin oturdukları eve doğru hareket etti.
Eve gelince kapıda durdu ve içerden yanık sesli eniştesinin Kur’an okuduğunu işitti. Hızla içeri daldı. Eniştesi ve kız kardeşi okudukları Kur’an sayfasını hemen sakladıkları.
Hazreti Ömer getirin bakayım okuduğunuzu dedi. Yok bir şey dediler Ömer Öfkeli bir şekilde “Demek ki duyduğum doğruymuş. Siz de ona uyumuşsunuz” dedi.
Hemen arkasında eniştesinin yakasından tutup onu yere yapıştırdı. Kocasının kurtarmak isteyen kız kardeşi Fatıma’ya indirdiği darbeleriyle kanlar içinde bıraktı. Kız kardeşi ve eniştesini hırpaladı. Bu acıklı manzara Hz Ömer’in öfkesinin dindirdi.
Ve bir duanın kabulü
Getirin bakalım okuduğunuzu dedi. Kız kardeşi önce temizlen dedi. Sonra da Taha Suresi’ni başından okumaya başladılar. Ayetler okundukça Hz Ömer’in kalbi yumuşadı. Kur’an kalbine ılık ılık akmaya başladı. Daha fazla dayanamadı. Bu ne tatlı bir kelam dedi.
Rasulullah’ın (sav) nerede olduğunu sordu ve Doğruca Darül Erkam’ın evinin yolunu tuttu. Peygamber Efendimiz ashabıyla sohbet ediyordu. Hz Hamza Ömer’in gelişini gördü sahabeler endişeye kapıldı.
Resul-i Ekrem Efendimiz bırakın Ömer gelsin buyurdu ve Hz Ömer peygamber efendimizin huzurunda Müslüman olduğunu ilan etti. Sahabeler sevindi Tekbir sesleriyle sevinçten bağırmaya başladılar.
Resulullah’ın bir gün önce iki Ömer’den birini Müslüman olması için yaptığı dua kabul oldu. Hz Ömer 40. Müslümandı. O kahramanlığı ve cesareti ile İslam davası uğrunda çok önemli bir yere sahip olacaktı.
Müslüman olan Hazreti Ömer “Ne duruyoruz dedi, gidip Kabe’de açıkça ibadetimizi yapalım. Hz. Peygamberin (sav) sağında Hz Ömer solunda Hz Hamza olduğunu gören Müşrikler korkuya kapıldılar ve şaşırdılar.
Müslümanlar ilk kez Kabe’de açıkça namaz kılmaya başladılar. Hz Ömer’in Müslüman olması sadece müminleri değil, Gökteki melekleri bile sevindirmişti. Nitekim Az sonra Cebrail (a.s.) peygamber efendimize gelerek Gök ehli Ömer’in Müslüman oluşunu birbirine müjdeliyorlar dedi.
Halifeliği
Hz Ebubekir’den sonra halife Hz Ömer olmuştur. İkinci İslam halifesi Hz Ömer çok sert bir mizaca sahip fakat çok mütevazi bir sahabedir.
Hazreti Ömer halife seçildikten sonra minbere çıkarak şu sözleri söyledi. “Yüce Allah beni işlerinize vekil tayin etti. Size faydalı olacağını ümit ediyorum.
Cenabı Haktan bana yardımcı olmasını sizin haklarımızı korumak hususunda bana ilhamda bulunmasını niyaz ediyorum. Çünkü ben zayıf bir kulum. Bana ancak Allah’ın yardımı kuvvet verebilir.
Benim halifelik vazifesini almış olmam inşallah benim ahlakımdan hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Büyüklük sadece yüce Allah’a mahsustur, kulların büyüklenmeye hakkı yoktur.
Hiçbiriniz Ömer halife olunca değişti demesin. Ben Hakkı kendi nefsinden önce düşünürüm. Onu daima başa alırım Yaptığım işleri size açıklarım. Eğer içinizden haksızlığa uğrayan, kendisine zulmedilen birileri olursa bana haber etsin. Zira ben de sizin gibi bir insanım. Siz söylemezseniz ben bilmem.
Bunları söyledikten sonra şöyle dua etti. “Allah’ım ben sert ve şiddetli biriyim. Bana yumuşaklık ihsan eyle. Ben güçsüzüm bana kuvvet ver. Ey Rabbim idaresini üzerime aldığım bu ümmeti doğru yola İrşat için bana güç ve kuvvet ver.”
Hz Ebubekir’e halifeliği döneminde en çok yardım eden Hz Ömer de kendi halifeliği döneminde de İslam ülkesine adaletle hükmetti. Onun halifeliği döneminde Arap Yarımadası İslam hakimiyetine girdi.
Müslümanlar İran ordusunu yenilgiye uğrattı. Bizans’a seferler başlattı. Ermenistan bölgesini fethetti. Suriye’yi fethetti. Kudüs’ü kuşattı. İran topraklarını fethetti.
Fethettiği yerlerde İslam’ın barış dini olduğunu herkese Adil davranıldığını gören insanlar İslam’a giriyorlardı. Asırlarca Bizans ve İran zulmü altında ezilen halklar akın akın İslam’a koştular.
Hz. Ömer’in en büyük özelliği mevki, rütbe, soyluluk gibi hiçbir ayrım gözetmeden hakların sahibine verilmesini sağlamasıdır. Bu konuda onun için köle ile Efendi arasında bir fark yoktur. En önemli sözü gece yatarken kendinize sorun. Bugün Allah için ne yaptın. Sözüdür.
Hazreti Ömer’in vefatı
Hazreti Ömer müminlerin halifesiydi ve o hayatı boyunca Allah Resulü’nün nice iltifatlarına mazhar olmuş bir sahabe idi. Hazreti Peygamber ona “Hak ile batılı birbirinden ayıran” anlamına gelen “Faruk” ismi bizzat vermişti.
Hazreti Peygamber (sav) onun için “Benden sonra eğer peygamber gelecek olsaydı o Ömer olurdu” (Tirmizi) demişti ve yine onu yeryüzündeki iki vezirinden biri olarak nitelemişti. Diğeri Hz. Ebu Bekir (r.a.) efendimizdi. Öyle ki o dünyada iken cennetle müjdelenen biriydi.
Hazreti Ömer kim tarafından şehit edildi?
Hz Ömer’in dualarında her zaman şöyle dua ederdi. “Allah’ım senin yolunda ve Peygamberinin beldesinde ölmeyi istiyorum.”
Sonunda duası kabul oldu. Hicretin 23. yılında bir sabah namazı sırasında Ebu Lü’lü firuz adında bir köle tarafından şehit edildi. Namaz sırasından saldırıya uğrayan Hz. Ömer uzanmış upuzun yatıyordu. Herkes başucundaydı ve hıçkırıklar boğazlarda düğümlenip kalmıştı.
Hazreti Ömer, “Ağlamayın! Kim ağlayacaksa yanımdan çıksın. Sizler Hazreti Peygamberin “Yakınlarının ağlamasıyla ölü eziyet çeker’ dediğini işitmediniz mi?
Hazreti Ömer hemen yanı başında duran Hz. Abbas’a dedi ki “Bir bakın beni vuran kimdir.” Hz. Ömer kendisini Muğire b. Şu’be’nin kölesi Firuz’un hançerlediğini öğrenince “Allah’a hamd olsun ki beni bir Müslüman eliyle öldürtmedi” dedi.
Hz. Ömer önceden beri bir düşüncesi vardı. Oğlu Abdullah’a dedi ki “Git, Aişe’ye benden selam söyle. Lakin sakın, Emiru’l-mü’minin’in selamı var, deme. Çünkü ben şu anda mü’minlerin emiri değilim.
Ona de ki “Ömer senden, acaba iki arkadaşıyla beraber yatmasına müsaade eder misin” diye izin istiyor. Hızlıca Hz. Aişe validemizin evine gitti. Onu bir köşede oturmuş ağlıyor gördü.
Babasının dileiğini söyleyince “Vallahi orayı ben kendim için düşünmüştüm. Lakin bugün Ömer’i nefsime tercih ederim” dedi. Hz. Abdullah (r.a.) bu müjdeli haberle dönüp babasına söyleyince Hz. Ömer birden rahatladı ve şöyle dedi. “Vallahi işte benim derdim buydu.”
Allah hem onsan hem mübarek sahabelerden razı olsun ve bizleri onların izinden gitmeyi nasip etsin. Amin.