Değerli kardeşlerim bu yazımızda gıybet i konu alacağız. Umarım beğenirsiniz.
Gıybet Nedir?
Gıybet sözlük manası olarak “uzaklaşmak, gözden kaybolmak, gizli kalmak” gibi manalara gelen “gayb” kökünden gelen bir isim olup esasında hem iyi hem de kötü sözlerle anmayı ifade etmektedir. Fakat terim olarak genellikle “kötü sözlerle anma” anlamında kullanımı daha yaygındır. Gıybet nedir? sorusunun cevabını ise bir de Resulullah Efendimizden dinleyelim.
Peygamber Efendimiz bir gün ashabıyla birlikte olduğu sırada ashabına gıybetin ne olduğunu soran Hazreti Peygamber, sahabelerin “Allah ve Resulü daha iyi bilir.” demeleri üzerine Efendimiz gıybeti, “Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır!” şeklinde tanımlamıştır.
Sahabelerden birisinin ise Efendimize, “Ya kardeşimde o söylediğim durum varsa ne dersin?” sorusuna ise Peygamber Efendimiz, “Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet yoksa ona iftira ve bühtanda bulunmuş olursun.” cevabını vermiştir. Bu cevaba istinaden, konuşulanların gıybet olarak sayılmasında esas olan hakkında konuşulan bireyin o özellikleri taşıyıp taşımaması değil, onun hoşlanmayacağı bir şekilde insanın arkasından konuşulup çekiştirilmesidir. Bu sebeple o kişinin gerçekte öyle olması veya konuşulan şeylerin yeri geldiğinde o kişinin yüzüne de söylenebileceğinin düşünülmesi, insana gıybet etme hakkını vermediği gibi, bu şekilde bir savunma geliştirmek de gıybeti meşru kılmamaktadır.
Gıybete Karşı Peygamberimizin Tavrı
Genç yaşta müminlerin annesi olma şerefine nail olan Hazreti Aişe validemiz sadece vefalı bir eş değildir, aynı zamanda güçlü hafızası ve zekâsıyla da Allah Resul’ünün terbiyesinde yetişmiş mükemmel bir talebeydi. Aişe annemiz Allah Resul’ünün kimi zaman takdirine, kimi zaman ise uyarısına yani ikazına neden olan davranışlarını bizzat kendisi kendinden sonraki nesillere naklediyordu.
Rivayet ettiği olaylardan biri Peygamber Efendimizin eşlerinden Safiyye binti Huyey ile ilgiliydi. Eşleri arasında, Efendimize en çok düşkün olan Hazreti Aişe, Resulullah Efendimizle birlikte bulunduğu bir gün Hazreti Peygambere Safiyye binti Huyey hakkında hoş olmayan bazı sözler söylemişti. Peygamber Efendimize, eliyle işaret ederek Safiyye’nin boyunun kısa oluşunu ima edercesine, “Ey Allah’ın Resulü, sana Safiyye’deki şu hal yeter.” demişti. Allah Resulü, hemen Hazreti Aişe’yi uyararak, “Sen öyle bir söz söyledin ki, o söz denize karışsaydı denizin suyunu bozardı.” Buyurmuştur.
Safiyye validemizle ilgili olan olayda olduğu gibi, kişinin duyduğunda hoşlanmayacağı türden sözler, genel olarak gıybet, dedikodu olarak bilinmektedir. Bu tür davranışlar Allah Resulü tarafından adeta denizi kirletecek kadar kirli görülmektedir. İnsanların onurunun incinmesine, insanın kalbinin kırılmasına, insanlar arasındaki sevgi ve saygı bağlarının incelmesine neden olması sebebiyle Allah Resulü, insanları gıybetten şiddetle sakındırmıştır.
Kuran’da Gıybet
İnsanoğlu, gıybet yaparak elde ettiği zevkin cazibesine kapılarak kalbini karartma pahasına gıybeti alışkanlık haline getirir. Bu durumun iğrençliği Kuran’ı Kerimde de ifade edilmekte ve ölü eti yemeye benzetilmektedir:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يرًا مِنَ الظَّنِّۚ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۜ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَح۪يمٌ
Hucurat Suresi, 12. Ayet
Meali:
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz, diğerinizi arkasından çekiştirmesin (gıybetini etmesin). Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O hâlde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir; rahîm (sonsuz merhamet sahibi) dir.”
Hucurat Suresi, 12. Ayet
İnsanları namus ve haysiyetleri bakımından çekiştirenler ve gıybet edenler, ölü bir mümin kardeşinin etini yiyenler şeklinde tasvir ve temsil edilmektedir.
O din kardeşimizin yokluğundan istifade ederek gıybet etmek maksadıyla onun haysiyet ve şerefine tecavüzde bulunmayı çekiştire çekiştire o din kardeşinin etini yemek şeklinde saldırış ve canavarlığı anımsatır. İnsanın şeref ve haysiyetine tecavüz edip onu ayıplarını ve kusurlarını dökmek maksadıyla didiklemek, bir hayvanın herhangi bir leşi çekiştire çekiştire dişlemesinden daha kötü değil midir?
Hucurat Suresinde Emredilenler
- İnsanların birbiriyle alay etmemesi,
- Başkasını küçük görmemesi,
- Kötü lâkaplar takmaması,
- Suizanda bulunmaması,
- Başkasının kusurlarını araştırmaması,
- Gıybet etmemesi emredilmektedir.
Gıybetin Türleri Nelerdir?
Gıybet, insanların dış görünüşleri veya fiziksel bazı kusurları ile ilgili olmasının yanı sıra, bireyin ailesi, ırkı, soyu, huyu, ahlakı veya diniyle ilgili de olabilir. Kişiyi öfkelendiren, kıran veya kişinin onurunu ve gururunu inciten lakaplar takmak da gıybet konusuna girmektedir.
Gıybet çoğu zaman kişinin arkasından konuşarak sözle gerçekleşirken, kimi zaman da bir kaş göz hareketiyle yapılır. Bazen bükülen bir dudakla veya el kol işaretiyle, hatta bazen de göz kırpmayla gıybet gerçekleşebilir. Eğlence ve mizah amacıyla veya şaka niyetiyle de olsa başkasını taklit etmek de gıybettir.
Nitekim bir defasında Peygamber Efendimizin yanında birisinin taklidi yapılmış, Efendimiz ise bu davranıştan hoşlanmayarak, “Elime dünyayı verseler bile bir başkasının taklidini yapmam; bundan asla hoşlanmam.”(Tirmizi, Sıfatü’l-kıyame, 51) demiştir.
Gıybet bazen açıkça dile getirilmese de, yazıyla, imayla, kurnazca dile getirilen kinayeli sözlerle de gerçekleşebilir. Her ne şekilde ve nasıl olursa olsun, bireyi aşağılayan, küçümseyen, küçük düşüren, onun şeref ve haysiyetini yaralayan davranışlar, insanı yaratılanların en şereflisi, en değerlisi olarak gören dinimiz yani İslam dini tarafından kesin bir şekilde yasaklanmıştır.
Nitekim Hümeze Suresinde şöyle buyrulmaktadır:
“İnsanları dilleri ile arkalarından çekiştiren ve karşılarında kaş göz hareketleri ile onlarla alay eden herkese yazıklar olsun!”
Hümeze Suresi, 1. Ayet