Gıybet Nedir? Bir kişinin arkasından hoşuna gitmeyecek şeyleri söylemek anlamına gelir. Başka bir ifade ile kendimize söylendiği zaman hoşlanmayacağımız bir sözü aynı şekilde din kardeşimiz arkasından konuşmamız manasına gelir.
Başkasının arkasından konuşmak olarak bilinen gıybet ile dedikodu aynı manayı ifade etmek için kullanılır. Bir kimsenin hoşuna gitmeyecek söz ve lafları, başkaları ile paylaşmayı ifade eden gıybetin dinimizdeki hükmü haramdır.
Bir Müslümanın mümin kardeşinin arkasından kötü söz söylemesi, onu çekiştirmesi, ondaki bedensel, akli veya ahlaki kusurları yayması kesinlikle yasak edilmiştir. Ancak gıybet yapan kişilerin yaptıklarını her zaman haklı gibi gösterme eğilimleri vardır ve bunun için söylediklerinin yanlış değil, doğru olduğunu veya gıybet sırasında sarf edilen sözleri kişinin yüzüne de söylediklerini iddia ederler.
Bu türden söylemlerle gıybet yapmadığını veya yaptığı ahlaksız davranışı aklamaya gayret edici kişilerin yanıldıklarını not edelim. Çünkü gıybet, kişinin arkasından doğru olsa bile konuşmamayı ifade eder. Kişinin arkasından doğru olmayan sözlerin söylenmesi gıybet değil iftiradır ve bu yapılan hatanın ikiye katlanması anlamına gelir.
Ölmüş kardeş eti yemek, hoş mu?
İslam dini, insanların çekiştirilmesine ve iftiraya uğramasına asla izin vermez. Bunun önüne geçici tedbirleri almıştır. Dinimizde, gıybeti yasaklayan ayet Hucurat süresinin 12. ayetidir. Ayette şöyle buyrulur: “Bir kısmınız diğerlerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz değil mi?
Evet, işte gıybet böyle içi dışı çirkin bir fiildir. Bir Hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmuştur. “Gıybet kardeşini hoşuna gitmeyecek şekilde ifade etmendir.” (Tirmizi)
İnsanların gaflete düşerek gıybete başlamaları halinde ilgili ayeti ve hadisi hatırlarına getirmeleri ve gıybet yaptıkları için tövbe etmeleri, günahın affına vesile olabilir. Ancak, gıybeti alışkanlık haline getiren ve her gittiği yerde insanları çekiştiren kişiler hem sosyal hem de iş hayatlarında güvenilir kimse olmaktan çıkmakla beraber ahirette de sorumlulukları olur.
Böyle bir ortamda bulunanların mümkünse bu çirkin hadiseyi engellemesi değilse orayı terk etmeleri gerekir. Zira gıybet yapılan yerde susan da gıybete ortaktır. Kişinin gıybeti engelleme imkanı varsa, önüne geçmesi lazımdır.
Böyle bir gücü olmayan kişinin ise, kalpten de olsa yapılan gıybeti inkar etmesi önemlidir. Gıybet, sadece sözle yapılan bir günah değildir. İma, yazı, el hareketleri ile bir kişinin hoşuna gitmeyecek şeyleri yapmak da gıybet olarak değerlendirilir.
Allah, o kişinin kusurlarını örter…
Gıybet yapılan bir ortamda bulunan müminin göstermesi gereken davranış nedir? Böyle bir durumla muhatap olunduğu zaman orayı terk etmek, doğru hareketlerden biri olsa da, bundan daha kemal bir davranış olarak yapılması gereken gıybet ile hakarete maruz kalan mümin kardeşinin hakkını korumaktır.
Zira Hadisi şerifte şöyle ifade buyrulur: “Her kim gıyabında kardeşinin kusurlarını söyletmezse, kıyamet gününde Allah da onun kusurlarını örtmeyi tekeffül eder.”
Gıybet yapan ne yapmalı?
Hz. Peygamber (s.a.s) buyurmuş “Mümin müminin aynasıdır. Mümin iki el gibidir, birisi diğerini temizler.” İşte bu ölçü ile toplumu fitne ve bozgunculuktan uzak durmaya davet eder.
Evet Gıybet kul hakkına girer. Gıybetini yaptığımız birisi mümkünse ona gıybet ettiğimizi söylemeliyiz ve onunla helalleşmeliyiz.
Eğer birisi gıybet ettiyse veyahut bilerek gıybeti dinlediyse; “Allah’ım, bizi affet ve gıybetini ettiğimiz kişiyi dahi bağışla.” diyerek dua etmelidir. Unutmayalım ki dua ve tövbe ilaçların başıdır.
Gıybetin caiz olduğu yerler var mıdır?
İslam âlimleri gıybetin hangi durumlarda caiz olabileceğini izahlar yapmışlar. Bu açıklamalar ışığında caiz olan haller şöyle ifade edilmiştir.
1- Bir kimse eğer haksızlığa uğramış ise hakkını alabilmek için bu hakkı alabilecek şahıslara durumu anlatabilir.
2- Dinimizin ve ahlakın yasakladığı bir davranışını birinde görse bu fiili düzeltmesi muhtemel olan kimselere (müftü, devlet görevlisi vb) söyleyebilir. Ancak sıdk ve garazsız olmak elzemdir.
3- Halkını ve insanları korumak için onlara hayırlı olacağı kanaatiyle yetkililere ayıpları ve günahları onlara söyleyebilir. Bazı hallerde bu caiz değil, gerekli bile (farz) olabilir. Mesela mahkemede şahitlik edecek biri kusurları hakime bildirilir.
4- Bir kimse evlilik, ortaklık, komşuluk veya emanet gibi konularda karşı tarafı bilen birisine “onun nasıl bilirsin” dese, bildiği kusurları istişare noktasında söyleyebilir.
5- Günahını ve kusurunu gizlemeyen, aşikare yapan fasık birinin davranışlarını konuşmak gıybete girmez.
6- Bir kimsenin doğal olarak “topal, kel, kör, köse” gibi bir hali, lakabı varsa ve o kimseyi tarif etmekiçin (alay için değil) bunları söylemek gerekiyorsa, örneğin “Topal falanca” demek gıybete girmez.
Herkesin kusurunun, hatasının ve günahının olduğu bir dünya hayatında ahirete yatırım yapmak isteyen mümin kişinin gıybet esnasında uyanık davranıp, arkasından konuşulan mümin kardeşinin hakkını savunması çok önemli bir ahlaki davranıştır.
Cenab-ı hak bizleri ve sizleri böyle adi çirkin hallerden muhafaza buyursun. Selam ve dua ile.
Hazreti Peygamberin yapmış olduğu Tövbe duası için burayı tıklayınız.
Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin hayatını okumak için burayı tıklayınız.
Nazardan korunmak için okunacak dua burayı tıklayınız.