Alay etmek başkasını kusurlarından dolayı aşağılamak, hafife almak, onunla eğlenmek anlamına gelir. Alay etmek sözle olabildiği gibi işaret, yazı ve fiille de olabilir. Dinimizde istihza olarak geçer.
Alay etmek denildiğinde aslında kendisini büyük görme, karşısında bulunan kişiyi küçük görme ortaya çıkıyor. Alay edileni hiçe sayma ona tepeden bakma anlamı çıkıyor. Belki ileri gitse alay eden kişide kibir ve gurur emaresi ortaya çıkar.
Alay Etmek ve İslam
İslam dininde her Müslümanın haysiyet ve şerefi garanti altına alınmış yani dokunulmazlığı vardır. Kişinin manevi hayatını ifade eden ırzı, şerefi, haysiyeti, namusu ve duyguları lekelenemez.
O halde haysiyetini onurunu lekeleyecek kıracak olan fiillerin başında alay etmek gelir. İslam ise bu alay etmek fiilini ret eder i insan haysiyet ve şerefini koruma esası üzerinde durur.
Bir ayet
Hucurat süresinin 11. ayeti celilesi alay etmek konusunda bizi şöyle ikaz ediyor; “Ey iman edenler (inananlar)! İçinizde bir topluluk başka bir topluluğu alaya almasın; belki alay edilenler kendilerinden (küçümsedikleri) daha hayırlı bulunurlar. Hiç bir Kadın da diğer kadınları alaya almasınlar(küçümsemesinler); belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar (iyidirler). Hem birbirinizi (kendinizi) ayıplamayın ve (kötü) lakaplarla çağırmayın (seslenmeyin).
Kardeşlik bağını zayıflatır
İslam’ın, tüm müminleri kardeş kılması nedeniyle aralarını bozucu ahlak dışı davranışları da yasaklamıştır. Alay etmek bu kardeşliğe zarar verir. Alay edilen bir mümin, nükte konusu olmayı hiçbir zaman istemez ve bundan dolayı mustarip bir ruh haline sahip olur.
Kişinin ruhsal sağlığını bozucu ve onurunu kırıcı davranışı yapan kişiler, kul hakkına girer. Yaptığı günahtan dolayı tövbe etmiş olsa da, alay edilen kişiden helallik almadığı sürece hesap ahrete kalır.
Toplum hayatındaki ilişkiler samimiyet ve iyilik üzerine kurulur. Alay etmek bu samimiyeti kırar. İslamiyet kardeşlik bağlarını muhafaza için alay etmeyi kesin bir şekilde yasaklamıştır.
İman eden bir müminin, insanları alaya alması, eğlence ve nükte konusu yapması hiç bir halde caiz olamaz. Her ne olursa olsun başka biriyle eğlenmek, onu kötü ve sevmeyeceği lakaplarla hitap etmek insanlık cihetiyle de ahlak cihetiyle de çok çirkin bir şeydir.
Vay o kimsenin haline…
İnsan onurunu yüceltmek için gönderilen İslam dininin, insanın zulme ve her türlü hakarete uğramasına tahammülü yoktur. Hümeze süresinin ilk ayeti bakınız ne diyor “Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı alay etmeyi ve ayıplamayı adet edinen her kişinin (kusur arayan) vay haline!”
Bu hitap karşısında alay eden ve çekiştiren insanların uğrayacağı azabın hayal edilemeyecek kadar büyük ve çetin olacağı ve belki de, affa layık olmadığı çıkarılabilir.
Alay eden kişilerin kendilerine zulüm ettiklerine, başkalarının zayıflıkları ile dalga geçerken asıl zayıfın kendileri olduklarına dikkat çekilir…
Allah katında yaratılan her insanın bir değeri kıymeti ve hususiyeti vardır. Allah insanı en güzel bir şekilde yaratmış onu en güzel hasletlerle yeryüzünde halife eylemiştir.
Aslında her insan hem halife hem özeldir. Böyle bir insanın dış görünüşüne bakarak onunla alaya almak onu yaratan Rabb’i ile karşı karşıya getirebilir. O insanı yaratan Allah bu alaydan razı olmaz.
Kul hakkı konusuna dinimizin ne kadar hassa olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu fani dünyadan ayrılıp giderken bu tür fiillerden kaynaklı kul hakkı ile kim gitmek ister. Birilerinin kalbini kırmışsak, incitmişsek, rencide etmişsek ve kul hakkı varken nasıl rahat uyuyabiliriz.
Eğer birileriyle alay edildiğine şahit olup görürsek hemen müdahale etmeye çalışalım. Elimizle dilimizle suhuletle kırmadan dökmeden. Bu her müminin vazifesidir. Eğer biz alay etmiş ve farkına varmışsak hemen tövbe etmeli ve helallik almalıyız. Unutmayalım helallik almak zorda olsa bu zorluk ahiretteki zorluktan kolaydır.
Rabbimiz hepimize basiret, feraset nasip etsin ve bizleri kötü ahlaktan muhafaza buyursun! Amin. Selam ve dua ile..
Kötü ahlak içinde sayılan İstismar nedir okumak için burayı tıklayınız.