Ailenin önemi o kadar çok ve büyüktür ki adeta saymakla bitmez. Bu toplumsal hayatta bir gerçek olduğu gibi dinimizin de bir gerçeğidir. Sağlıklı nesiller ve toplum huzuru nasıldır diye bir soru sorulsa Ailenin önemi ortaya çıkacak ve herkes tasdikleyecektir.
Aile nedir?
Sözlük anlamı olarak Aile: Aralarında evlilik ve kan bağına dayanan bir bağ olan anne, baba, çocuklardan ve kardeşlerden oluşan bir birliktir. Kısaca aile toplumun en küçük yapı taşıdır. Aile kişinin huzur bulduğu ortam, neslimizin devamı için vesile, kişiyi kötülük ve günahlardan alıkoyan bir kurumdur.
Nitekim Efendimiz:
“Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimi uygulamazsa benden değildir. Evleniniz, ben diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar ederim…(İbn Mâce, “Nikâḥ”, 1; ayrıca bk. Miftâḥu künûzi’s-sünne, “nikâḥ” md.)”
buyurarak evlenmenin ve aile olmanın önemini vurguluyor.
İslam dinine göre Allah-u Teala insanı yaratmış sonrasında insana bilgi edinme ve bilgiyi kullanma kabiliyeti vermiş, onu başıboş bırakmamış, onu yeryüzünün halifesi kılmış, ondan başka hiçbir canlı cansız varlığın altından kalkamayacağı emaneti(sorumluluları) ona yüklemiştir.
Allah insanı bir balçıktan yaratarak kainatın göz bebeği yeryüzünün halifesi mertebesine çıkarmayı amaç kılmıştır. Bu amaçla insan var olacak çoğalacak irade ve çabasıyla kültürü ve toplumu oluşturarak bunu nesillerine aktaracaktır. İrade ve çabalarının yanında ise yardımlaşma ve dayanışmaya ihtiyaç duyacaktır. Bu bilinç ve kültürle toplumu oluşturacak olan insan önce temelden başlayacak ve aile kurumunu kuracaktır.
Bilinen gerçek şu ki aile toplumun temelidir. Bu temel ne kadar sağlam ise toplum o kadar güçlü ve birbirine bağlı olacaktır. Örneğin kumdan bir temel üzerine bina yapılırsa Allah muhafaza o bina tepemize yıkılır fakat sağlam taşlardan bir temele bina yaparsak bu bina yıllar belkide asırlar boyu kullanılabilir.
Aile Kurma ve Ailenin Önemi
İnsanlar diğer canlılardan farklı olarak tarih boyunca cinsel ihtiyaçlarını, bilinçli ve amaçlı olarak kurdukları aile düzeni ve disiplini içinde karşılaya gelmişlerdir.
Nisâ suresinin ilk ayetinde de işaret buyrulduğu üzere bu kurumun başta gelen amacı, sağlıklı nesiller yetiştirmek suretiyle insan soyunun devamına katkıda bulunmaktır. Hz. Peygamber de bu hususa vurgu yapmıştır (İbn Mâce, “Nikâh”, 1).
İnsanlar diğer canlılar gibi evlenmeden de çocuk sahibi olabilirler. Ancak, insan yavrusunun bedensel ve ruhsal gelişiminin, annenin tek başına üstesinden gelemeyeceği kadar uzun ve zahmetli bir bakımı gerektirmesi yanında, insanın bir kültür varlığı oluşu da aile kurumunu gerekli kılmıştır. Zira inançlar, değerler, gelenek ve göreneklerle iyi alışkanlıklar öncelikle ve en sağlıklı bir şekilde ailede kazanılır.
Kur’ân-ı Kerim’de de işaret buyurulduğu gibi (Rum Suresi,21),
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. “
Aile kurumunun belki de en önemli işlevi sevgi odaklı bir ilişkiler dünyası oluşturmasıdır. Aile kurumu kıskançlıkları, dolayısıyla çatışmaları önleyerek toplumsal düzenin sağlıklı işleyişine de katkıda bulunur.
Aile kurumu ve onun çevresinde oluşturulmuş kurallar, kadın-erkek ilişkisine biyolojik tatminlerin ötesinde değer ve anlamlar katar. İslâmiyet’in bir yandan zinayı ağır yaptırımlarla yasaklarken bir yandan evlenmeyi teşvik etmesinin sebebi de budur.
Erdemli ve mükemmel bir toplum yapısı gerçekleştirmenin en önemli şartı olan hak ve sorumluluk bilinci, toplumun çekirdek birimi olan aile için de vazgeçilmez bir önem taşır.
Hz. Peygamber, aile bireylerinin haklarını ihmal etmek pahasına nâfile namaz kılmaya, oruç tutmaya vb. ibadetler yapmaya bile izin vermemiştir (Buhârî, “Savm”, 55). İslâm ahlâkçıları, kural olarak diğer bütün insanların ve müslümanların birbirleriyle ilişkilerinde söz konusu olan hak ve yükümlülüklerden aile bireylerinin de birbirlerine karşı sorumlu olduklarını belirtmişler; ayrıca onların kendi aralarında aile kurumuna özgü hak ve sorumluluklarının da bulunduğunu ifade etmişlerdir.
İslam dininde evlilik konulu makalemizi okumak için linke tıklayınız.
Aile Bireylerinin Birbirlerine Karşı Sorumlulukları Nelerdir?
Toplumu ayakta tutan en önemli kurum aile olduğu için böylesi önemli bir kurumunda belli başlı kuralları sorumlulukları olmalıdır. Yazımızda dediğimiz gibi toplumun temeli aile , bu temeli de temel yapan unsur ise aileyi oluşturan bireyler yani temel taşlarıdır. Temel taşları ne kadar birbirine bağlı birbirine yakın ve aralarındaki harç ne kadar kaliteli ise o temel, o aile sarsılmaz ve yıkılmazdır. Ancak siz o temeli ayarsız taşlarla örer sonrasında çok cıvık yada çok katı harçla tutturursanız bu temel tez zamanda yıkılır.
Aileyi oluşturan bireylerin birbirine bağlayan bir bağı yani (vazifeleri) sorumlulukları vardır. Bunlar:
1.Kadının Kocasına Karşı Hak ve Sorumlulukları
- Kanaat : Kadın açgözlülük ve arsızlık ederek eşini evinden ve kendisinden soğutmamalıdır. İstekleri kocasının maddi gücünü aşmamalıdır.
- Kocaya itaat : Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Bir kadın kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer.(İbn Mace,Nikah,4)”.
Bu hadis ile efendimiz kadının kocasını mutlu ederek onun kendisinden memnun olması kadının cennetle ödüllendirileceği müjdesini veriyor.
- Temiz olma : Kadın evde kocasının göreceği alanları temiz tutmalı, düzenli olarak itina ile temizlemelidir. Kendisi de imkanlar doğrultusunda temizlenmeli, temiz giyinmeli, hoş kokular sürünüp eşini mutlu etmelidir. Su, temizlik ve güzelliği getiren şeylerin en güzelidir.
- İhtiyaçların karşılanması : Kadın kocasının yemek yeme zamanı geldiğinde önüne sıcak ve sevdiği yemekleri koymalı, uyku zamanında temiz bir şekilde yatağını hazırlamalı, çamaşırlarını yıkamalı, her an yanında olmalıdır.
- Malın korunması ve sahip çıkılması : Ailesinin ve kocasının mal ve eşyalarını koruyup kollamalıdır. Çünkü iyi bir kadın kocasının ve ailesinin malını kendi malı bilir korur kollar bilir ki kocası çalışıp ailesinin rızkını toplayarak o malları edinir ve ailesi için kullanır.
- Akrabaya saygı : Kadın kocasının ailesi ve akrabalarına saygıda kusur etmemeli hürmet etmeli, eşinin akrabalarını sevmese bile kocası ve ailesi için göz yummalı saygısından ve terbiyesinden ödün vermemelidir. Müslüman bir kadın eşinin anne ve babasına hürmet ve taktir etmeli onlara iyi davranmalıdır. Kadın eşinin ailesine yardım edip iyi davranarak eşine iyilik ve ikramda bulunur. Buna karşın eşide kadının ailesine karşı iyi davranır hürmet ve saygıda kusur etmez. Bu sebeple kadın kocasının ailesine iyi davranarak aslında kendine iyilik yapmış olur. Nitekim Allah’u Teala:
”İyiliğin karşılığı iyilikten başka birşeymidir?” buyurmaktadır.
- Sır saklama : Kadın kocasından duyduğu önemli bir şeyi kimseye söylememeli adeta ağzı bir kilit olmalı, duyurmamalıdır. Duyurursa kocası artık itimat etmez ve güveni sarsılabilir.
Bu yüzden Hz.Ali (r.a.) da dediği gibi :
” Sakladığın sır senin esirindir, açığa vurursan sen onun esiri olursun.”.
- Saygı Hürmet : Kadın kocasının emir ve isteklerini yerine getirmeli, karşı çıkmamalıdır. Onu asiliğinden dolayı kendine kinlendirmemeli ve düşman yapmamalıdır. Ayrıca kadını kocası istemediği bir şeye zorlamamalıdır. Aile içindeki saygı ve hürmet çerçevesinde hem kadın hemde erkek çizgileri aşmamalı aile gibi önemli bir kurumu zedelememeli, çocuklarına da rol model olduklarını unutmamalıdırlar.
- Yardım etme : Aile içinde eşler birbirine yardım etmeli birbirinin yükünü almalıdır. Kadın her ne kadar ev işlerinden sorumlu gibi gözükse de nitekim erkeğin helal rızık için gecesini gündüzüne katarak çalışırken kadın sadece ev işi yaparak kenara çekilemez. Kadın ev işlerinin yanında eğer kocası vakit bulamıyor yada müsait olamıyorsa market, pazar gibi dışarıda halledilmesi gereken işleri de yapabilir.
Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) kızı Fatıma’ya :
“Kızım sen ev işlerini hallet, Ali de dış işleri görsün .” buyurarak aile içinde yardımlaşmayı işaret etmiştir.
- Kadınlık vazifesini yerine getirme : Kadının kocasına karşı sorumluluklarından biriside kadınlık görevini yerine getirerek eşinin ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Kadın eşinin ihtiyaçlarını helal dairede karşılamalı, mutlu etmeli erkek ise kadınlara Allahın izin verdiği zamanlarda yaklaşmalı, kadın uygun bir zamanda değil ise onu zorlamamalıdır. Nitekim Rasulullah efendimiz (s.a.v)
“Bir erkek karısını yatağa çağırır da karısı gelmez ve erkek ona dargın olarak geceler ise, melekler o kadına sabaha kadar lanet eder.”(Buhari, Bed’ul Halk 7; Müslim, Nikah 122) buyurmuştur.
Allah’u Teala ise Kuranı Kerimde :(Bakara suresi 127. ayet) ” kadının erkek için bir elbise, erkeğinde kadın için bir elbise olarak yaratıldığı” vurgulanmıştır.
2.Kocanın Karısına Karşı Hak ve Sorumlulukları
Nisa Suresinin 34.ayetinde belirtildiği üzere kocaların eşlerine karşı görevleri vardır.
“Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.” (Nisa 34)
Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.
- Mehir vermek : Nikah akdi sonucu kocanın eşine vermek zorunda olduğu para veya maldır. (https://islamansiklopedisi.org.tr/mehir).( https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Nis%C3%A2-suresi/497/4-ayet-tefsiri )
- Nafaka vermek: Yaşamak için zorunlu olan harcamaları karşılamak için harcanan paradır. kişi eşinin yaşamını sağlamak ve devam ettirmek için helalinden rızk kazanmalı ve ailesi için harcamalıdır. Eşler boşandığı zaman boşanma sebebine göre nafaka değişiklik gösterebilir.(https://islamansiklopedisi.org.tr/nafaka)
- Koruma: Kişi eşini ve ailesini maddi ve manevi bütün kötülüklerden korumalıdır. Ailenin koruyucusu erkektir.
- Öğüt vermek: Kadının dini ve tıbbi bir rahatsızlığı olmaksızın doğurganlık ve kadınlık vazifelerini yerine getirmiyorsa ve evlilik akdinin gereğini uygulamıyorsa kadını uyarın ve öğüt verin.
- İlgili ve barışçıl olmak şiddet uygulamamak: Kadın zina yapmadıkça yataklarınızı ayırıp uyumayın ilgisiz kalmayın. Onlara isyan etmedikçe ve hak hukuk tanımaması dışında sudan sebeplerle yaralamayacak kadar az da olsa hiçbir şekilde şiddet uygulamayın fiziki gücünüzü kullanarak eziyet etmeyin.
Nitekim efendimiz (s.a.v.) “Kadınlar hakkında Allah’tan korkun. Çünkü siz onları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve Allah’ın adını anarak (nikah kıyıp) kendinize helal kıldınız”.(Müslim,Hac,147.) ve “Sizin en hayırlınız hanımlarına karşı en iyi davranandır.(Tirmizi, Rada, 11.)” buyurarak kadına şiddet ve kadın haklarının önemini vurgulamıştır.
- Eşlik görevini yerine getirmek : Kadının haklarından biriside kocanın karısını cinsel yönden tatmin hakkıdır.
Efendimiz bir hadisi şerifinde :“Karısını düşünmeden işini bitirerek inen insanları horoza , yani hayvana benzetmiş sevişip okşamadan cinsel ilişkiye geçilmemesini tavsiye etmiştir.”
(Gazali, İhya,N/52 (terc. N/129)-Suyut-i, el Camiu’s-sağir(Fethu’l Kadir) VI/323).
Eşler islami çerçeveler içinde birbirini tamamlamalı ihtiyaçlarını gidermeli ve harama zinaya yönelmemelidirler.
- Onları kıskanmak müdahale etmek : Kişi eşini dinimizin izin verdiği çerçevede kıskanmalı ,giyimine kuşamına ,tavır ve davranışlarına yeri geldiğinde müdahale etmelidir. Ancak kadının hakkı olan boşanma hakkı konusunda ise zorlanmamalı onun köle olmadığı unutulmamalıdır.
- Kadınlarla güzel geçinmek : Kadınların olumsuz yönlerini görmezden gelinmeli , iyi geçinilmeli, sevgi saygı hususunda üzülmemeli, aile içinde alınan kararlarda ise hanımının fikrini sorulmalı değer verilmelidir. İşleri ve kendisi kötülenmemelidir. Allah’u Teala Nisa Suresi 19. Ayette şöyle buturmuştur.
Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal değildir. Açık bir hayasızlık yapmış olmaları dışında, kendilerine verdiklerinizin bir kısmını onlardan geri almak için onları sıkıştırmayın. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da Allah onda pek çok hayır yaratmış olur.
Aile İle İlgili Ayetler
Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdirde) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.
Kadınlara mehirlerini (bir görev olarak) gönül hoşluğuyla verin. Eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin.
Allah’a ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın; Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.
Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından, yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Aile İle İlgili Hadisler
Hadisi Şerif (Tirmizi,Rada,11)
Dikkat edin! Sizin, hanımlarınızın üzerinde hakkınız vardır. Hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakkı vardır.Sizin hanımlarınız üzerindeki hakkınız, Namuslarını muhafaza etmeleri ve hoşlanmadığınız kimselerin evinize girmesine izin vermemeleridir.
Dikkat edin! Hanımlarınızın sizin üzerinizdeki hakkı ise onların giyim ve gıda ihtiyaçlarını güzelce karşılamanızdır.
Hadisi Şerif (Buhari, İman ,41)
Bir kişi sevabını Allah’tan umarak ailesine harcama yaptığında bu harcama onun için sadaka olur.
Hadisi Şerif (Nesâî, Âdâbû’l-Kudât, 1)
Yönettikleri insanlara, ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere adaletli davrananlar, Allahu Teala katında, Rahman’ın yanında nurdan minberler üzerinde ağırlanacaklar.
Selam ve Dua ile…
Sitemize ilginiz ve desteğiniz için teşekkürlerimi sunarım…