İnsanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık?
Misafir Üye
Gerçekten dua kaderi değiştirir mi ? Bu sözü açıklar mısınız ? Benim olmasını istediğim bir duam var Allah benim için hayırlı olanı tabiki daha iyi bilir bu dünya olmazda öbür dünyada verir ama ben çok istiyorum çok dua ediyorum işler gittikçe sarpa sarıyor diyorum demekki hayırlı değil ama dua etmekten de vazgeçmiyorum hala içimde bir umut var bilmiyorum kabul olacak mı açıklama yaparsanız sevinirim hocam
Cevap: İnsanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık?
Bu sorunun cevabı için ilk önce gerçekte kaderin ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Kader en basit ifade ile Allah katındaki ezeli ve ebedi ilmi anlamındadır ve bu ilim hiç bir şekilde değişmez. Kuranı kerimde bu manada şöyle buyrulmuştur:
Allah, (o yazıdan) dilediğini siler, (dilediğini de) sabit bırakır. Ana kitap (olan Levh-i Mahfuz) ise O’nun katındadır.
(Ra’d, 39)
Allah’ın (cc) Zatı, ezeli ve ebedi olduğu gibi Zatına ait bir sıfat olan ilim sıfatı da ezeli ve ebedidir. Allah (cc), ilmiyle bizlerin neler yapacağını ezelden bilip Levh-i Mahfuz’a yazmıştır. Bu levha değişikliğe uğramaz.
– Bazı hadislerde kaderin bir takım şartlarla değişebileceği ifade edilmiştir. Bu değişiklik hakiki manada Levh-i Mahfuz’da olan bir değişiklik değildir. Çünkü Allah’ın ezeli ve ebedi ilminde değişiklik olmaz. Allah (cc) her şeyi son şekliyle bilir.
Islamda çaba
Herkes yapabildiğinden sorumludur ayetini neden okumadın 🙂Zihinsel engelli ya da bedensel engelli olan insanların kaderleri nasıl kendi ellerinde olabiliyor?
Bedensel engelli yapabildiği kadar, zihinsel engelliler ise direkt hesapsız cennete gidecekler. Adalet budur.Kuran’da çabadan söz edilebiliyor.
Kuran’ı mealden öğrenmeyin, mutlaka tefsir okuyun.
İsra Suresi 13
Her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.
Tefsir açıklaması:
13-14. “Sorumluluk” diye çevirdiğimiz 13. âyetteki “tiir” kelimesi sözlükte “kuş” demek olup burada mecaz olarak sorumluluk anlamında kullanılmıştır. İslâm’dan önce Araplar, bir işi yapmanın hayırlı olup olmayacağını anlamak için bir kuşu sahverirlerdi. Kuşun sağ tarafa doğru uçması hayra, sol tarafa doğru uçması şerre işaret sayılırdı. Bu sebeple “tâir” kelimesine “kader” mânası verildiği gibi, “hayır ve şer, mutluluk ve mutsuzluk, amel, rızık, yükümlülük” gibi değişik açıklamalar da getirilmiştir. Bize göre bunlar içinde tercihe en uygun olanı “amel ve yükümlülük” anlamıdır; bunu “sorumluluk” diye ifade etmek daha uygun düşmektedir. âyetin devamında gelen “kitap” yani amel defteri kavramı da bunu desteklemektedir. Buna göre herkes kendinden sorumludur; her insan yaptığı ile kendini bağlamış, sorumluluk altına girmiştir, sonucunu da önüne amel defteri konularak görecektir.
Bundan önceki âyetlerde İsrâiloğulları’nın tutumlarına, ardından da Kur’an’ın işlevine atıfta bulunuldu; İslâmî literatürde tevhid, nübüvvet ve âhiret şeklinde özetlenen dinî hakikatler üzerinde durularak inanıp iyi işler yapanların büyük ecir alacakları, inanmayanları da “elem verici bir azap” beklediği; Allah’ın, bildirilmesi gerekli her konuyu ayrıntılarıyla açıkladığı ifade edildi. Bütün bunlardan sonra 13. âyette artık insanlar için mazeret kalmadığı belirtilmek üzere, mahşer meydanında toplanan herkesin sorumluluğunun kendi omuzunda olacağı; 14. âyette de her insana, “Oku şimdi kitabını! Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter!” denileceği bildirilmektedir.
kisinin kaderini duasına bagli kildik, insan kaderini nasıl öğrenir